Blogun bir yere gittiği yok… Biz bu durakta öyle durmuş bekliyoruz… Kimi bekliyoruz…? Belki de Godot’yu … Kim bilir bir gün gelir veya bir ses verir, diye… O ses ve nefes de yok..! ..
Yani şu “Blog” kavramı üzerinde karar versek, gerisi gelecek ya… Envai türlü tanımlar var. Ve hiç kimse diğerinin tanımını beğenmiyor. Ne yapalım? Kimi, “Blog” çok kısa olmalı ve ancak günc..
Değerli Blog yazarımız Cem Beraat Çamsarı, çok sevimli ve biperva uslubuyla “Otosansür” konusuna giriyor ve “bir yazar için en büyük tehlike kendisine otosansür uygulamasıdır; hele bugünün Türkiy..
Arada sırada MB arkadaşlarımızda özellikle duayenlerimizde , “Şu MB’yi nasıl adam ederiz?” hevesi veya isteği uyanıyor ve ondan sonra haydi bakalım araştırmalara, soruşturmalara girişiyorlar. Ve ke..
Önce sormak gerekir Anayasa’ları kimler yapar? Siz hiç işçilerin, emekçilerin, yazarların oturup Anayasa yaptıklarını gördünüz mü? Bunu tarih yazmaz? Marabalar, ameleler, çalışanlar..
Ah şu Türkçe ne kadar lastiklidir? Çekersin …çekersin bir bırakırsın…hop bir de bakarsın attığın taş, öteki komşunun camına çarpmış… Ulan bu nasıl iş? Hocamız haklı… Bloglara kapanıp kalmanın hiçb..
Blog İnsan niye Bloglara girer de, bu işi bir tutku haline getirir.? Zaten yazma işlemi bir tutkudur. Yazmak isteyen insanı kolay kolay tutamazsınız. O şu veya bu şekild..
Bu kadar kişi yazıyor çiziyor… Bunlar nereye gidiyor? Acaba okuyorlar mı? (Evet, kısmen…) Öyleyse ben niye yazıyorum? (İnsanları olumlu yönde biraz daha değiştirmek için…) Bir söz vardır :..
MB Büyükada toplantısı ve İstanbul gezisi bizim için bir maceraydı. Zaten kanıma göre her yerinden ayrılış bir maceradır ama her macera da bir başka maceradır! Kendimizi bir gün önceden, Cuma..