"Dağın Gülü bir süredir düşlerinde çocukların kırlarda kendilerini özgürce dile getirip oynadığı, iyi beslendiği, eğitim gördüğü, rahat ve mutlu yaşadığı günleri görüyordu. Bir patlama..
Bekliyordum. Oldukça uzun bir süredir bekliyordum ve henüz gelmemişlerdi. Öyle seyrek geliyorlardı ki. Yılda birkaç keze çoktan razı olmuştum. O bile artık aksıyordu. "Senede bir gün" şar..
Anahtarın kilitte dönme sesini duyduğum anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. İçinde bulunduğum duruma, hele bu anda Ozan'ın kollarında olmama inanamıyordum. Kapıdaki Erdoğan'dan başkası olamaz..
Babam bana bir kez bile vurmadı. Tek bir tokat bile. Biliyorum, ayrı dünyaların insanlarıyız sizinle. Ne sizin beni anlamanız, ne benim sizi anlamam kolay. Hatta çok zor bunlar, neredeyse olana..
BİR SAVAŞ YOKTU. Bir savaş yoktu ama Taipidos'un erleri inanılmaz öfkelerinin beslediği bir ölüm kalım savaşı varmış gibi saldırıyorlardı yeşil barış ülkesinin çocuklarına. Taipidos, İçkara..
Biliyorum, bunu söylememden hiç hoşlanmadın. Ne zaman gözlerinin içine baksam, sana yaklaşıp sarılmaya kalksam, hiç beklemediğin bir anda gelip seni öpsem, her zamanki katılığın ve ciddiyetinle ben..
Ahmet Bey'in beden sağlığı bir süredir iyiydi ama aklı ona akla gelmez oyunlar oynamaya başlamıştı. Düşünüyor, düşünüyor, bir türlü sonuca varamıyordu. Eskisi kadar genç değildi, olayları aynı hızd..
Dağ keçisi çaresizlik içinde koşturan insanlara uzaktan baktı. Yaşadıkları onca acıdan, yitirdikleri binlerce gençten sonra akıllanmışlar mıydı acaba? Anlamaya çalıştı. Bir değişim yaşandığını, art..
Selim sabah uyanınca aylardır Sima'yla bir kez bile buluşmadıklarını düşündü. İçinde sürekli duran sızı biraz daha arttı. Oysa bir ara neredeyse umutluydu. Yaşamına yepyeni bir sıcaklığın girdiğini..
Selim karşısında oturan kadının güzelliğinden uzaklaşıp anlattıklarına yoğunlaşmak istiyordu ama aylardır yaşadığı özlem buna izin vermiyordu. Sima'nın özenle seçtiği sözcükler yüreğine işlemeye ba..
Milliyet Blog