On iki Mayıs bir bahar sabahı geldiniz kucağınızda bir demet çicekle; gelincik, papatya, karanfil ve yabangülü! Teriniz hasretiniz sinmişti g..
Mücadele yılları içinde, her yeni devrimci adayının bir idolü vardı ve idolüne öykünürdü doğal olarak… Taklit ederdi onu, konuşmasını ona benzetirdi, giyim tarzı aynı gibiydi. Üzerinde parkas..
1997 senesinde bir TV kanalında Marimar adlı bir Meksika dizisi oynuyordu; bu dizi neredeyse yaşamı durdurmuştu. Dizinin oynandığı saatlerde, sokaklar bomboş kalıyordu. Kadınlar ve erkekler evlerin..
Küçücük bir çocuktu daha O. Simsiyah, ışıl ışıl parıldayan bir çift göz özlemle sahibini arıyordu. Aradan üç yıl geçmişti, babasından ayrı kalalı. Ellerinden tutmayalı, birlikte uçurtma uçurtmayalı..
İki Şubat benim doğum günümdür. Hatırıma gelmeyen, sürekli hatırımdan çıkan bir doğum günüm hem de. Akşamüzeri büyük kızım Eylem kamerayı açtı ve görüşmeye başladık. Çok kısa bir süre sonra odanın ..
Sabah erkenden kalktı, yatağını toplamadan, doğruca mutfağa geçti. Kendisine sallama çay yapıp içti. Hoşuna gitmedi çay; tadı tuzu yoktu çayın. PC’yi açtı, internete girdi, sayfaları dolaştı, içind..
Sarı Mercedes toprak yollarda, sarsıla sarsıla ilerliyor, bir yaprak gibi sallanıyor, çukurlara dalıp çıkıyor, yoluna devam ediyordu yine de... .Sürücüsü halinden memnun görünüyordu, altındaki paha..
Anam çaya çağırdı bizi. Çaylarımızı yudumlarken, kapının zili çalmaya başladı. Yukarıdan kapının otomatına bastı anam, kapı metalik bir ses çıkararak açıldı. İçeriye bir kız bir erkek girdi..
Kırışık alnında ve çiçek yanığı yüzünde biriken boncuk boncuk terleri sildi, eteğinin ucuyla. Nefes nefese kalmıştı, nefes almakta zorlanıyordu. Asırlardır yorgundu. Yorgunluk içine kıvranıp yatmış..
Denize gittik, çadır tutmuştuk. Çadırın içi sıcak olduğu için uyuyamamış, kendisi gibi uyuyamayan torunu Eylem'le dışarıya hava almaya çıkmış anam. Sahile giderlerken, çardak altında okey oynayan ..