Tarih, ezilenlerle ezenlerin hikâyesidir aslında... Başka bir şey değil.. Üretmek, tüketmek, sevebilmek… Ve insan değişmez, Birinci yüzyılda neler vardıysa bugünde h..
Çoğu zaman kendimizden bile kaçıyoruz. Terkedilmenin acısını yakınlarımızı yarı yollarda bırakarak çıkartıyoruz. Çoğu zaman acımasız olabiliyor ve düşüncesizce hareket edebiliyoruz...
Her gün peşinden koştuğumuz, bu kadar itişip didiştiğimiz, bu kadar çok koşuşturduğumuz, huzur ve mutluluk için, değil mi? Biz kendi mutluluğumuzun peşinden koşarken diğerlerini düşünmediğimizde do..
İnsanlar bulundukları ortamları kendileri seçmezler, geçmişten sürüp gelen bir sürecin devamıdır. Ten rengimizden tutunda ismimize kadar birçok şey bize hazır sunulur. Daha sonra kişi isterse ülkes..
Biz insanlar tam olarak büyüyüp adam olmadık. Birey olarakta kendi doğru yolumuzu bulamadık. İnsanları tam sevemedik. Doğayı tam sevemedik. Kendimizi tam sevemedik. Hep yarım ve eksik kaldı bazı şe..
“Bekle”, diyordun yıllar önce bana. “Bekle acele etme. Gün gelecek, insanlar sevginin kıymetini anlayacaklar. Gün gelecek, bütün kötülükler bitecek. Kayıplar bulunacak, hastalar şifa bulacak, ayrıl..
“Ne kadar da iyi oldu”, dedi. “İyi ki seni tanıdım.” Gözlerine baktım. Işıl ışıldı göz bebekleri ve simsiyahtı.. Tam sevdiğim renk... Saçları omuzlarından dökülmüş, ..
Çok sevdiğimden dolayı onu kırmaktan, onu incitmekten hep çekiniyordum. Bu yüzden istemediği hiç bir şeyi yapmıyor, söylemiyordum. Ne kadar hoş davranırsam, her şeyi onun istediği gibi yaparsam dah..
Bir babalar günü daha geldi işte... Babasız, öğretmensiz olarak kutlamak ne kadar hüzünlü! Yine büyüdü içimdeki o öksüz kalan duygum... Kimsesizliğimi yaşadım bir kez daha.<..
Ayrılıklardan söz etmek istemiyorum artık. Ayrılık dendi mi, ellerimin kırıldığını hissediyorum. Ayrılık dendi mi yaralanıyor, sevinçlerimi yitiriyorum. Hepimiz biliriz ayrılığın o acısını. Hepimiz..