Arşivi yokladım geçmişe daldım Sandım ki o anda hazine buldum Buruşuk resmimi elime aldım Anılarla kaldım baş başa bugün Gözlerim nemlendi suratım astım Belki de o a..
Çiftçilikle uğraşan Hasan ile Mehmet her yıl yaklaşık olarak yirmi kamyon dolusu yonca yetiştiriyorlardı. Duruma göre bir o kadarda diğer çiftçilerden alarak, yeteri kadar hayvan yemi yetiştiremeye..
Aysel’i ilk gördüğü günden iki ay sonra sabahın ilk saatlerinde Çiğli merkezde bir birahaneye oturdu. İki bira içtikten sonra parka gidecek, Aysel’i gözetleyecekti. Ağır içiyordu. Başka zaman beş d..
Günler, haftalar derken aradan iki ay geçti. Yirmi beş yılda kapanmayan yara iki ayda kapanacak değildi. Yarası kapanmayan Çetin, gecenin loş ışıklarında sabaha kadar sokaklarda dolaştı. Sabahın ay..
Vedat işten geldiğinde yemek hazırdı. Hemen sofraya oturdu, yemeğini yedi. Yemekten sonra televizyonun başına geçti. Güya haberleri izleyecekti. İş yoğunluğundan yorgun düşmüş olacak kolt..
Çiğli Köyiçi’ndeki tek katlı müstakil evde, ışığı yanan odanın haricindeki odalar karanlıktı. Çocukların odasına vuran sokak lambalarının ışığı içeriyi istenilen düzeyde aydınlatmamış olsa da karan..
Çetin, dördüncü günün şafak vaktinde söğüt ağacının altında gelip oturdu. Evden çıkarken, elindeki bavulla görülmek istememişti. Şafak vaktinde bile yengesine yakalanma korkusu vardı. Veda etmeyi a..
Çetin, kışın şiddetiyle beklenenden daha erken bastırdığına sevinse mi üzülse mi bilemiyordu. Sık sık yağan kar, Aysel’i görmesini engellediği için üzülüyordu. Kar yağdıkça on beş evin damını tapan..
O anda mutfakta olan, konuşulanları can kulağı ile dinleyen Aysel, bir an önce sorguya çekilmek, gönlünün Çetin’de olduğunu söylemek için sabırsızlanıyordu. Sorgulama gecikince, anası tarafından s..
Aysel’in gözü yollardaydı. Her defasında bugün gelir dediği Çetin gelmiyordu. Murat’ın, birkaç güne gelir dediği günden on üç gün geçmesine rağmen görünürde yoktu. On üç güne birkaç gün denir miydi..