“..bir aptalın anlattığı, hiçbir anlamı olmayan, gürültü ve öfkeyle dolu bir masaldır yaşam..” diye bağırıyor yine kulağımın dibinde sevimsiz bir Shakerpeare karakteri. Kulaklarımı tıkamak..
Polonius: Ne okuyorsunuz, Efendimiz? Hamlet: Kelimeler, kelimeler, kelimeler..* Kelimelerle aram iyidir ama sadece kâğıtlara yazdığım ya da başkalarınca yazılmış, basılmış kelimelerle.
“Dönemem artık senin olduğun şehre” Diye seslenirken radyodan hüzünlü bir ses, artık yaşam akışını etkileyen, değiştiren, yer çekimine meydan okutan, mekan savrulması yaratan hiçbir sevdanın ..
Yine yelkenli tekneler karalamaya başladım kağıdın kıyısına köşesine.Denize vuran gölgesini, sağanakları unutmadım çizerken ve dingin sessizliğini.Çizdiğim sessizliği bir ben mi algıl..
Aşk bitti… itiraf ediyorum… Aslında hiç yoktu Cenevizli denizcilerin çizdiği hayal adalardı dünyamızda sihirli ıslıklarıyla denizkızları götürsün onları - ki kötü niyetleri yoktu –..
Gökyüzünden bir spot lambası kafama düşmeden öğrenmek istiyorum nasıl bir sahnede olduğumu. Herkes kendi hayatının başrol oyuncusu demişlerdi de kim figüranlaştırdı, dekorlaştırdı beni. Ben..
Balkonumda küçük bir saksıda domates ve biber yetiştirmeyi planlamıştım, zamanını kaçırmışım. Evdeki tek ölmeyen bitkime arkadaş alacaktım, hastalıklı bir menekşe var şimdi yanında. O da hediye ..
Ertelenen konuşmalar resmigeçidiyle biten her aşkKürtaj sızısı bırakır ya kalbindeÖğrendimGökyüzü kucaklamıyor kimseyiKuşların bile mezarı yeryüzünde...Nilüfer ÖZDEMİR..
“- ...on sekizinci yüzyılda bir günahkâr vardı: Şöyle bir laf ortaya attı: "Eğer Tanrı olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi" dedi. "S'il n'existait pas Dieu il faudrait l'invanter" ve garip olanı, in..
Birileri yine aynı masalı anlatıyordu. Bense bu kez sonunu bildiğim masal bittiğinde gökten düşecek üç elmadan birini kapabilmenin peşindeydim. Zira uyutulup karnı taşla doldurulan kahramanıydım m..