Dışarıda kıyamet kopuyordu… Öyle yağıyordu ki yağmur sanki her şeyi yok etmek istercesine, Camdan bakıyordu masmavi gözleriyle, sonra usulca içeri yürüdü. Annesinin aldığı ayakkabılar..
Gözleri vardı güneşi doğduğuna utandıran… Saçları vardı,rüzgarı estiğine pişman eden… Ahmet, küçük mahallenin büyük delikanlısı, Küçük yaşta babasını kaybeden, bir garip anasıyla haya..
Gece bir anda fırladı yatağından Terlemişti kalktı önce bir bardak su içmek için mutfağa yürüdü,bardağını aldı ve cama doğru yaklaştı... Dışarısı karanlıktı o loş yanan so..
Sıcak çayından bir yudum aldı ve oturduğu kafeden dışarda yağan yağmuru izlemeye koyuldu. Biraz ıslanmıştı, dışarıdaki yağmura o da yakalanmıştı. Sonra bir yudum daha aldı çayından arkasına yaslana..