Bu nasıl uyumak yahu!! Dün gece saat dokuzda kanepede uyuya kalıp, deliksiz sabah sekize kadar yarı baygın kalmak da neyin nesi? Hem de bu sıcakta! Dondurucuda istavritle..
Gelgitler, karaya vurmalar, tedavi süreci, yaşanmışlığın bıraktığı tortular ille de küçük şeyler... Ne olduysa zemberekten boşanmış gibi e-mailler almaya başladım... Sağda solda köşe yazılar..
Hayat adamın elinden tutar, küçük bir çocukmuşçasına yol ayrımına getirir, “bundan sonra başının çaresine bak” der, bırakır, arkasına bakmadan çeker gider. Ayaklarının üstünde durmaya heve..
Tahta iskemlede çöküp kalmışım, canım sıkkın, kafam dumanlı. Sabah olmak üzere, ayaz, ceketim omuzlarımdan düştü düşecek. Ayaklarımın dibinde yavru bir kedi var ama ben kedi sevmem ki! ..
Taşınalı aylar oldu ama evin balkonunu yeni keşif ettim.Mutfaktaki sandalyeleri oraya taşıdık, ortaya bir de sehpa attık.Havanın kararması ile beraber, soluğu balkonda alır olduk.Misafir..
Bir tanıdığın selamını getirip, her istediğini yaptırabileceğini zanneden ya da yıllarca ortalıkta gözükmeyip, çat kapı gelip, daha dün görüşmüşçesine samimi davranıp, geride kalan yılların özetle..
Bir kadın cesedi vurmuş kıyıya Dört gündür kayıpmış, gökte ararken denizde buldular işte...... Çiçekli bir elbise giymiş, sırt üstü yatırdılar sonrada büyük bir torbanın içine koydular....
Kızların boyları saçları ve basma entarileri aynı, el ele tutuşmuşlar, fısır fısır konuşarak mezarlığın önünden köprüye doğru ilerliyorlar. Peşlerinde iki oğlan var..Fırsatını bulsalar yanaşaca..
Pazar günleri berberler de fırınlarda kapalı. Geceden moralim bozuk biraz, Portekiz’e yenildik ya Maçı izlerken Ömer ağabey aradı, telefondan gülüş cümbüş evin içine aktı, kulaklarım saatler..
Denizin koynuna girmek isteyen çakıl taşlarını dalgalar göğüslüyor.. Her seferinde tekrar kıyıya itiyor. Kim bilir kimin kayalıklarda unuttuğu minderi, sarkık memeli bir köpek döşek yapmış, ..