Uzun nişanlılık yılları, sancılı bekleyişler, uykusuz geceler, unutulmaz mutluluklar, güzel heyecanlar derken sonunda büyük gün geldi ve evlendik... Evlendik, üstelik bir ayı bile geride bı..
Havasın sen benim için,her nefesimle içime dolan her solukta can olan havasın… Suyumsun sen benim,insanın yaşama nedenlerinden biri olan vücudun büyük kısmının kaplayan hayatta ..
Ne oldu hayırdır inşallah? Allah Allah ne var ki duymadığımız acaba? Aa ben neyi kaçırdım ? dediğinizi duyar gibiyim. Ama sıkı durun,sizi bilmem ama benim için bom..
Ah benim Nur’u Ayınım, Parlayan Yıldızım… Dünüm, bugünüm, yarınım.. Günüm, güneşim, gülüm… Gülen yüzüm, Aşk ateşim… Canım, cananım… Can parem, tek çarem…..
Eski günlerimizi çok özlüyorum. Hani böyle ayaklarımın yere basmadığını hissettiğim günleri istiyorum. Uykusuzluk nedenimin sıkıntılar, düşünceler değil, heyecan olduğu günleri istiyoru..
Bu sabah ,hafta sonundan çıkmış olmanın bezginliği,sıcak havanın bıkkınlığı,üç yılı doldurulmuş ilişkimin bu anını sevgili ile paylaşamamanın üzüntüsü ile başladım güne… Neden hala birlikte değil..
Sen insanın bedenini en ummadığı anda ele geçiren bir zehir gibisin aslında,çaresi bilinmeyen,bilinse de kullanılmak istenmeyecek bir zehirsin… İnsan bütün benliğini senin ellerine teslim etmekte..
Bazı günler olduğu gibi bugünde taşıyorsun içimden. Her sabaha senli uyanıyorum ama, bugün senle uyandım sanki. Pazartesi sendromlarım vardır benim, pazartesileri hep sıkıcıdır hep uyanmak yorucudur..
Ne kadar uzun zaman önceydi ben diye varlığımı sürdürdüğüm zamanlar.Senden,bizden habersizdi yaşanan günler,sadece ben vardı. Var olan her şeyin yegane sahibiydim ben.Her güzel şey benimdi.Herkes..
^^ ‘’Aaalo!’’ ‘Efendim aşkım?’’ ‘’Ya kuzum biliyorum daha telefonu kapatalı iki dakika oldu ama bunu sormam gerek…’’ ‘’Neyi bitanem,neymiş benim güzel sevgilimin aklını kurca..