Saçlarımın beyazlığında arama kendini.Yüzümün çizgilerindeyse hiç yoksun!Şarkıların niyet tutulduğu, Postacının mektup getirdiği zamanlarda olabilirsin.Bir bakışla seviyor zannettiğim..
Dün akşam.. Çocukluğumun kıyılarında gördüm seni Oyun yerlerinin eteklerinde Yalnızca, Pürneşe dolanıyordun. Göz kırpıyordun; Mendil sallayan hayallerimin saflığına.
Ta Osmanlı’dan beri alışmıştı madenci Hakkını almak için olmuştu ''direnişçi''Bir çok yoldaşını da bu uğurda kaybettiAlpagut ocakları bu olaya şahittiBir dargın bir barışık epe..
Islak gecelere yazdım en güzel şiirlerimi.Yalnız kalışlarda camların buğusuydu hayatım. Yazdıklarım ıslak gecelerde unutuldu yine; Cümlelerim yağmurlara bırakıldı.Hecelerim sokak lamba..
Duman boğuyorken nefesini Gözlerin çizeler durur Kimse görmez.. Limanın çilekeş taşlarında Köpüren dalgaların inadına Yazılıp kalır kömür izlerin de, Kimse okumaz cümlesini. <..
Eski zamanların türküsünde ‘’Karadır kaşların ferman yazdırır ‘’diye başlar; Zonguldak’ın hikayesi. ’’Bu aşk beni diyar, diyar gezdirir ‘’der gerisinde Kömür tozuna bulaşan;
dağına göredir başındaki karlar aktıkça çoğalır gözündeki yaşlar eğdikçe eğilir eğilecek başlar -olduğun gibi ol göründüğün gibi -sanmasınlar seni gururun sahibi çöle çiçek dikip..
Haydan huya yaşarmış günün saatlerini Merhabası suratsız günaydını hiç yokmuş Hep almanın peşinde istemek ondan çokmuş Ne sabahı bilirmiş ne akşamın demini Miskince otururmuş k..
Yalnızlığımı..ıslaklığa astım; Güneş vurur da kurur diye. Issızlığın ortasında.. Renklerin son ışığında.. Son yaprağın tutunuşunda.. Aklımdaki seni de.. Sana bıraktım.
Yastık sana dost; Sen yastığa dost. Bir tek kendi yastığına yaslanır.. Yorgunluğunu bir tek ona anlatırsın. Islansa da üşüdüm demez.. Gerisiyle ;kalanları paylaşırsın. De..