Öğleden sonra üç sularıydı saat. Parkta kitap okumaya dalmıştı Mahir. Elinde kitap, kahverengi ince kareli desenli paltosu ve yine kahverengi tonlarında kasketiyle adeta bir dedektifi andırıyordu. ..
İşe gitmediği bir sabah yine kahvaltı hazırladı Dila oğluna. Reçeli, peyniri koydu masaya, ama masada bir şeyler eksikti. Üstündekiler tam olsa da etrafında eksiklik vardı. Yıllardır eksik olan ve ..
Dila kendi evine geçip ilk iş sobanın içinden akşamdan kalan külü boşalttı. Birkaç kuru tahta parçası ve ufak çapta kömürü kovaya yerleştirip daha çabuk yanması için içerisine biraz da gaz yağı dök..
Tüm cumartesi gününü soba kurmakla geçiren Mahir, Pazar gününü kendine ayırmak istiyordu. Gündüz epey yorulmuştu soba kurarken. Ama akşam, sobanın üzerinde demlediği çay bütün yorgunluğunu almıştı...
Ağlamayı bırakalı tam 9 yıl olmuştu. Gözlerinden silmiş atmıştı yaşları o karanlık günde. Bir sonbahar günüydü. Öğle vaktini gösteriyordu saatler. Okula gidiyordu. Sabahçı değildi. Öğlenciydi Melek..
-Başka bir akşam. Dedi nazikçe. Kapattı kapıyı. Odasına doğru yürüdü. Odanın kapısını açtı. Elbiselerini çıkarttı. Pijamalarını giydi. Banyoya gitti. Dişlerini fırçaladı. Yatağına uzandı ve..
Ağlıyordu Ali sessizce. Hıçkırıkları duyulmuyordu. İri gözlerinden akan boncuklar, yanaklarından süzülüyordu. Onu ağlatan ne bir korku, nede üst sınıftan birinin sataşmasıydı. Onu ağlatan..
Büyük bir kargaşanın içinde buluyordu kendini. Ortalıkta bir oraya bir buraya koşuşan çocuklar vardı. Ne olduğunu bilmediği bir korku ve heyecan kaplıyordu içini. Daha önce çok duymuştu ama hiç gi..
Kış, ufaktan şehri terk etmeye başlamıştı bu zamanlarda. O soğuk yalnızlık, yerini baharın kalabalık sıcaklığına bırakıyordu yavaşça. Kışlıklar toplanıyor, yerini mevsimlik ince giysiler alıyordu. ..
Ali artık okul çağına gelmişti. O’da akranları gibi okula gitmeliydi. Dila, Ali’yi mahalledeki “Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu”na Kayıt ettirmişti. İlk günlerde zorlansa da zamanla alıştı Ali o..
Milliyet Blog