Hiç düşündünüz mü nasıl bir okur olduğunuzu? Doğrusu şimdiye kadar ben de pek fazla kafa yormamıştım bu konuda. Sorguladığım daha ziyade ne kadar okuduğum konusuydu. “Yeterli mi, az mı okuy..
Size de olur mu bilmem? Hani bazen, yaptığınız herhangi bir işin ortasında; masanızdaki kağıtları karıştırıp birşey ararken, elinizdeki ütüyü önünüzdeki pantalonun sol bacağına indirmek üzereyken..
2010 Dünya Futbol Şampiyonasının tartışılmaz bir yıldızı var. Kimilerinin göklere çıkardığı. Kimilerinin de nefret ettiği. İnce uzun, görüntüsünden beklenmeyecek büyüklükte bir gü..
Aşağıda okuyacağınız satırlar, çok özel bir „Blog Buluşması“ öyküsüdür. Arkadaşlarımız olur. Dünyayı tanımaya, kendimizi bilmeye başladığımızdan itibaren. Kimileriyle bir oyun sahasında..
İstanbul’daydım!!! Gittim, gördüm ve döndüm!!! Eski sevgilim beni tüm içtenliğiyle, tüm güzelliği, tüm çilekeşliği ve tüm sevgisiyle karşıladı! Boğazın iki yakasını birleştiren muhteşe..
Şehirlerin en güzeli!! Eteğinde deniz köpükleriyle Yedi tepe üzerine serilmiş fettan kadın! Bir yüzü ağlayıp bir yüzü gülen Tiyatro maskelerinin en zengini Bir eliyle okşayıp..
Mümkün Değil! Yavaş yavaş ölüyoruz Önlemek mümkün değil Gideceğiz biliyoruz Ölmemek mümkün değil Hergün bir başka tanıdık yüz Kayboluyor hayatımızdan Burukluklar bı..
Yemyeşil gözleri vardı. Simsiyah gür saçları. Kahverengiye çalan yanık teniyle tezat, bembeyaz dişleri. Güldüğünde, sisli puslu bir gökyüzünde aniden güneş açmış etkisini bırakıyordu in..
Bir haber gelir bir gün.. Şaka zannedersiniz önce. Yanlış okudunuz veya yanlış duydunuz sanırsınız. Bir daha, bir daha okursunuz. İnanamazsınız. Bir yanlışlık olmuştur mutlaka.
İnternet mi, yazılı basın mı? Blog mu, kitap mı? Sanal dünyanın sonsuz sayfaları mı, beyaz kağıt üzerinde siyah harflerle sınırlı sayfalar mı? Kitapçılardaki raflarda bir yer edi..