Ben İstanbul un soğuk sabahlarını severim. Ellerin titrerken, yüzüne tokat gibi rüzgarların vurduğu sabahları. Tıpkı senin gibi severim İstanbul'u. Öyle severim ki, Yosun ko..
Herkes uyurken korktu kaybetmekten. Ben uyandığımda.. Herkes fazlasıyla severken Ben eksikleriyle sevdim seni İstanbul Çok şey istemedim. Bir sıcak ıhlamur, bir taş ço..
Bir sabah kapını çalsam. Uykulu gözlerle açsan. Şaşkınlığını saklayamadan Gözlük camlarının arkasındaki güzel gözlerinle baksan. Saçların dağınıktır muhakkak Ne tatlı ..
Yüzümün üstüne kaç yüz düştü. Kaç dağlı, yuvarlandı yüreğimden. Önce, sevmez oldum. Sonra görmez, taş oldum. Gözlerimde eski inançlarla buldum seni. Artık, Uyutm..
Ben İstanbul'un soğuk sabahlarını severim. Ellerin titrerken, yüzüne tokat gibi rüzgarların vurdugu sabahlari. Tıpkı senin gibi severim İstanbul'u öyle severim ki, Yosun ko..
DÜN GECE, Bütün gece seni seyrettim. Kırpmadan gözlerimi… Rüyanı gördüm yüzünde... Ben olmalıyım, dedim yüzünü gülümseten. Dudaklarım meşguldü senin dudakla..
Söylemek isteyip de söyleyemediğiniz, gitmek isteyip de gidemediğiniz, yılların nasıl geçtiğini fark edemeden kayıplarımızın arkasından sizinde üzüldüğünüz oldu mu? Uzun zamandır kitap oku..
Dün sokak arasında, yıllardır görmediğim, enerji dolu olduğum yıllarımda, her daim gülmeye neden aramadan, kahkaha atmayı su gibi, ekmek gibi gördüğümüz bir dostumla karşılaştım. İki çift laf ettik..
Evlilik Müessesesi ; Etrafıma söyle bir bakıyorum, evlilik de sorunlar hep aynı. Hep savunduğum bir şey var ki, eğer eşinle kanki olduysan enseye patlatıyorsan, o senin eşin olmaktan çıkmış..
Gün Işığı Göç etmek, yaşadığımız şehirden, kalpten gözden uzaklarda olmak. Kısa bir süre için bile olsa, olmak istediğimiz yeri kendimiz tahin etmek, nasıl geliyor kulağa güzel değil mi?