Düşünsene ne çok emek vermiştik bu sevgiye, En masumane duygularımızdı paylaştıklarımız seninle, Hani olur ya, belki kayıp zamanların telafisi olur sandım… Gel gör ki gene yandım,..
Hatırladığım kadarıyla bir ay önce almıştım son gazeteyi Gazete dediysem birkaç sayfa değil haa, bir sürü Bilmeceler, bulmacalar falan filan yani kucak dolusu O gün bu gündür hala..
Sen yine bahçeden geldin, Ben, elimde ısıttığım suibriğiyle Seni bekliyorum… Hatırlarsın işte gelince Islak olmasından çekindiğimiz Bir taş vardı evimizin önünde..
İnsan kendisini nasıl anlatır, ne söyler kendisi için bilmem ki. Anadolu köylerinde hasbelkader yaşama tutunma şansı bulan çocuklardan biri de benim işte. Rahmetli anam ölenler de dahil tüm çocukla..
Kolay olmayacağını biliyordum Ne bileyim işte, utanmak sıkılmak Yadırganmak da vardı işin ucunda Ama her şeyi göze almıştım işte… Memlekete birlikte gidecektik sizi..
Günler o kadar çabuk geçiyor ki anlatamam, sabah işe geliyoruz, çalışanları selamla, bir iki telefon görüşmesi, birkaç imza derken bir de bakıyorum öğle olmuş, eve geçip ya biraz uzanıp dinleniyoru..
epeydir uğrayamadım sana, darılma olur mu? kendimi savunmayacağım, mazeretler de icat etmeyeceğim neden gelmediğimi sen biliyorsun işte dinler misin beni anne ..
“Dün akşam inerken merdivenlerden, ayaklarım birbirine dolaşıp tökezledim birden, bazen koşar adım yürüsek de, yerimizde sayarız çoğu zaman” Bugün sana beni anlatacağım, ne iyi ettin..
Toros Dağı hikmetin var bilinmez Kışın dumanından çevren görünmez Kar ile kaplanmış başın bulunmaz İzin ver geçeyim gel Toros Dağı Kış gelince giyinirsin akları Akde..
-gene sessizlik, gene sensizlik- ne zaman seni düşünsem bir sessizlik çöker gözlerime, içimden bir ses git der, git ve anlat olmayacak işleri, yapamıyorum, çivileni..