Eh be Kemâl, Hiç mi uslanmayacaksın? Aklın fikrin oyunda, Sevgilinin koynunda, Mışıl mışıl uyursun. Dünya sana güzel, Kıyamet mi kopmuş?
Hocası iken meleklerin, Kovdun huzurundan onu, Secde etmedi diye, ete kemiğe. Ters çevirdin, taç ile tahtını Şeytan koydun adını. Sonra, Sardın başım..
Su ile karıştır unu, hamur olsun, Unutma tuzunu. Yoğur, gelsin kıvama, Dinlendir, tutana dek mayası. At odunu meşe olsun, Taş fırın da harlansın.
Dinle, duy iyicene! Çağırıyor lokantacı, ‘Haydi koşun, Bedava ikram var’ diye. Ruhuna, bedenine, aklına, Bekle, yorma kendini fazla, Mola v..
Vaciptir benim katlim, Farzı ayn üstelik. Kahretsin beni Yaratan, Versin belâmı verdikçe. Yok anlaşıldı, almayacaksın canımı. Dilim dilim..
Çift silah taşırdım belimde, Attım her ikisini de çöpe. Hem koşarım sevdiğime, Hem kaçarım ölümden. Ne yaman çelişki, heyhat! Yaşarım, kılıçsız kın..
Ben kaçırırım ölçüyü, Sen bul kıvamımı. Ben sığamam, taşarım, Sen doldur kararınca. Meyim şaraptır içerim, Yok, tadına eş. Aşk koysun badem..
Açık kollarım ardına dek, Hem teslimim, hem meyyit, İster öldür, ister dirilt. Arzuların benden, Sevdan hep bana, Gecem şen, gündüzüm Işıl ..
Bırak kalsın vermem zaten Kıymetini bilmeyene. Taşıyamadın bir sineği bile. Bulansın miden, Ne olacak sanki? Hamilesin belki. Nasıl kıyarsı..
Kırkımdan sonra bileceğim, Haddimi. İstesem de durulamam şimdi. Kemâle erdi yaş tamam. Ne beklersin hâlen bilemedim? Gördüm ki bilir olmu..