Onlarca biletim var o garip ülkeye. Aklımın yapacağı o güzel seyahatler için bastığım onlarca bilet. Kimi gerçek dünyaya taşınmış kimi henüz sisler ardında olan kimi gidilmekten vazgeçilmiş onlarca ha..
Adam gerçekten berbat biri. Hırs burun deliklerinden taşıyor. Bir koltukta bacak bacak üzerine atmış, patron tarafından aşağılanan birini sırıtarak izliyor. Aşağılanan personel bir türlü toparlayamadı..
Masamın üzerinde bir kaç tane yarım kitap duruyor. Yarım bırakılmış bir yazı ve yarım bırakılmış bir de mektup. Hepsi gözümün önünde. "Bu kitapları bitirsem iyi olacak, şu yazıyı tamamlamalıyım artık ..
Ne konuşacak ne gülümseyecek ne de dünyayı umursayacak halin olur bazen. Öylece iki perdenin birleşim yerinde saklanmak istersin. Kimse sana ilişmeden, anlatılan bir fıkraya gülmek zorunda kalmadan ya..
Hayatının her anında, yürürken ve dururken, konuşurken ve gülerken, yalnızken ve kalabalıkken, üşüyorken ve terlemişken, umutsuzken ve hayata sımsıkı bağlıyken, sevilirken ve terkedilirken, gün doğark..
Seviyorum çarşı pazar dolaşmayı. İçine içine bakarak yürüdüğünde karşına ne çıkacağını asla kestiremiyorsun. Bazen bir cümle, bazen bir tabela, bazen bir kız, bazen de bir çocuk sana bir gülümseme ..
Çöplük...Bazen inançlarını yitiriyor insan. Bazen de umutlarını... Ve sanıyorsun ki dünya üzerinde yapmaya değer hiç birşey yok. Herşey tükenmişte sen bir çöp yığınına bakıyorsun. Dedim ya; tüm bu..
Sen tam şimdi o sandalyede otururken ve gözlerin bu kelimeleri takip ederken uzak bir yerlerde birşeyler oluyor. Birileri nefes alıyor, birileri nefes almaya çalışıyor ve başka birileri artık nefes al..
Toplam dört kişi oluyoruz. Üç kişi arkaya oturuyor bir kişi de öne. Bayan sayısı çoksa arka koltuğu bayanlar alıyor yok erkek sayısı çoksa arka koltuk onların oluyor. Taksi dolmuşlarda kural budur. Ağ..
Biri onu omuzlarından aşağıya doğru çekiyor. Görünmeyen biri... Çekiyor da çekiyor. Tüm kuvvetiyle asılıyor omuzlarına. Sanki yerin dibine girsin de orada kaybolsun dünya üzerinden izi silinsin istiyo..