Yazarla okur arasında ilginç bir ilişki biçimi vardır. Okur, yazarını yazılarından, düşüncelerinden, tavırlarından ve metinlerinde yarattığı atmosferden yola çıkarak çoğu zaman insanüstü bir kimliğe b..
Son yıllarda işleri en tıkırında giden kesim sanırım simit sarayları, cep telefonu/kontür satıcıları ve şans oyunları bayiileridir... Ne zaman bu üç işten biriyle uğraşılan bir dükkanın önünden geçsem..
En son yazımın üzerinden yaklaşık iki hafta ya da kötü bir espriye başvuracak olursam bir yıl geçmiş. Biraz uzunca bir süre. Buna biraz tatil, biraz bilgisayardan uzaklaşma tercihi, biraz da tatilimin..
Antepliler avluya “hayat” der. Ve hayat/avlu bir tiyatro sahnesidir Antep’te…Dekoru oynanacak oyuna göre hemencecik değişen, esnek ve işlevsel bir alandır. Bir gün komşuların ortaklaşa pişirip birlikt..
Rutinin değeri ne zaman anlaşılır? Elbette rutine yeniden dönebildiğin zaman... Herşey yolunda giderken gündelik yaşamın alışılmış temposu, tekdüzeliği ya da iniş çıkışları insanı bıktırır. Sahip oldu..
İstanbul dışında olup da gelemeyen, İstanbul’da yaşayıp da gelmeyen ya da gelemeyenler! Milliyet Blog’un İstanbul şubesinin büyük buluşması nihayet gerçekleşti. Evet, blogçular, 24 Aralık Pazar günü T..
İpek mendiller vardı eskiden. Kenarları yaklaşık bir buçuk karışlık kare biçiminde işlemeli mendiller. Hem yüz kurulama, burun silme gibi dünyevi işlere, hem de hatıra, sevgi ve aşk simgesi gibi manev..
Yapılan iş üzerine konuşmayı, yazmayı pek sevmem ama blogdaşımız Alptekin Yıldız’ın “ey blogçu, haddini bil!” üslubundaki yazısı beni iki gün içinde ikinci defa blog konusuna girmeye zorladı. Herşeyde..
Milliyet Blog'a ve ülkenin saygın gazetelerinden birinin internet sitesinde okurlarının da bağıra bağıra seslerini duyurabilecekleri bir platform sağlamayı akıl edip uygulamaya koyanlara teşekkür ..
Önceleri kedilere pek düşkün değildim. Uzaktan severdim. Öyle kucağıma almayı, evimde beslemeyi falan hiç aklımdan geçirmezdim. Ama kendini bana zorla sevdiren o şahane yaratığın zoraki misafirliğine ..