O bahar günü deniz kıyısında yürürken, çay bahçesinde çay içerken. acıktıklarında bir simidi paylaşırken Zehra Hanım ne kadar mutlu olduğunu düşündü. Uzun zamandır hiç bu kadar mutlu ve huzurlu his..
Bir gece Zehra Hanım bir rüya gördü. Rüyasında Nihat sarılmış onu öpüyordu. Birden ateşler içinde uyandı. Yatakta sırılsıklam kalmıştı terden. Hiç tatmadığı bir duygu idi bu öpücük. Eşi onu hiç dud..
Günler böyle geçip gitti. Geçen günlerde Nihat arasıra Zehra Hanımlara yemeye, çaya gelmeye alıştı. Artık gözlerini yerden kaldırıp yüzlerine bakabiliyordu ana kızın. Zehra Hanım bu gençteki sevgi ..
Nihat ertesi gün bir kaç parça eşyasını tıkıştırdığı bir küçük el çantası ile iş dönüşü gelene kadar Zehra Hanım kendi kendini yedi durdu. Evde genç bir kız vardı. İyi mi etmişti, ne olduğunu nered..
Kızı işe gittikten sonra Zehra Hanım akşama kadar bu pansiyon işini düşündü. Boşa koydu olmadı, doluya koydu olmadı. Mahalle ne derdi. Hadi mahalleyi takmasın kafasına. Aç kalınca mahalleli mi doyu..
Zehra Hanım için o gün de, daha öncekiler gibi sıradan bir gündü. Her zamanki saatte uyandı, yatağından kalktı ve sırtına hırkasını giyip mutfağa yöneldi. Kızı kalkmadan çay suyunu koymaktı amacı. ..
Pencerede heyecanla, vapurdan çıkanları seyreden yaşlı kadın sonunda oğlunu gördü. Oğlu üstünde siyah pardesüsü, başında şapkası, kafası öne eğik, düşünceli düşünceli geliyordu. Oğlu vardı ..
Kahvesini içip, sigarasını tellendiren yaşlı kadın duvardaki saate baktı birden. Vapurun gelmesine az zaman kalmıştı. Gerçi hangi vapurla geleceklerini tam olarak bilmiyordu ama şehrin ücra bir k..
Yaşlı kadın, o gün sabah erken kalktı. Bugün torunları gelecekti. Eşi öldüğünden beri büyük kızı ile bu koca evde oturan kadının en büyük mutluluğu okul tatillerinde kalmaya gelen torunları idi.
Küçük kızın durumu günden güne iyiye giidyordu. Artık ateşi düşmüş, kızarıklıkları iyileşmeye yüz tutumuştu. Gene de annesi doktorun Kızamığın sonu tehlikelidir uyarısına uyuyor ve onu neredeyse pa..