Yıl 1980. İlkokul yıllarım. Çok sıcak bir ağustos akşamı. Annem, babam, ablam ve ben. İstanbul’da Haydarpaşa garındayız. İlk defa trenle uzun bir yolculuğa çıkacaktım. Ankara’ya gidiyorduk. Babamın Hü..
Keskin bir bıçak gibi saplanıverir göğsüne, ayrılığın acısı. Ya sonrası. Göğsündeki bu derin yarayı iyileştirmek için geçen zaman. Sessiz, kimsesiz zaman. Yanında eşsiz kalabalık, içinde derin yalnızl..
Hava güzel, sakin ve yılın ilk sıcak günlerinden. Yazın kokusunu alır gibiyim. Böyle bir günde deniz kenarı tercih edilebilir. Saat 11.00’den sonra dışarı çıkmaya karar verince, şehir içinde bir yer s..
Kuruntu yapıyoruz bazen, bezen kifayetsizleniyor dilimizin ucunda cümleler.Ağlıyoruz bazen mutluluktan, bazen üzüntüden.Yaramaz çocuklar gibi kızıyoruz kadere, elimizin hamuruyla Tanrının işin..
Süleyman bey çarşıda küçük bir dükkanı olan terzi. Tanımadığı yok . O küçücük dükkanına gelmeyen kalmıyor.Eşi - Bizim bey cumhurbaşkanı olsaydı ancak bu kadar selam verdiği olurdu diyor.Sü..
Lale şenlikleri. İstanbul… Yıllardır ne şenlikler görmüşsün sen. Ne laleler ekilmiş toprağına. Kim bilir kimler saltanat sürmüş bahçelerinde. Yıl 2007. Nisan ayı ve hafta sonu. Bahar tüm c..