İki gün önce, telefonum çaldığında beni arayan numarayı tanımıyordum. “Alo” dediğimde, arayanın kim olduğunu anladığımda bir heyecanlandım ki sormayın!.. Alev Hanım’dı arayan ve perşembe günü eşyaları..
Bu sayfalarda yazmaya başladığım ilk zamanları anımsıyorum da!.. Daha doğrusu yazamadığım. Yazabilmek için üye olmak gerekiyordu, becerememiştim. Ama bir gün, yazma eyleminin derdine düşünce, üye olam..
Yüreği öksedeki kuşlar gibi telaşla çarpan iki kadın. Biri, Hiva, diğeri Zahra. İkisinin yolları bir şekilde kesişir Yılmaz'la. Gazeteci Yılmaz’la. Güneydoğu bölgesindeki kadın intiharlarını araşt..
Bu kadar da olmaz ki!.. Evet biliyorum erkekler de beni kıskanıyor ama!!! Ama o kadar ahbap olduğum, şu sayfalarda günler, aylar derken yıllara varan ahbaplığımız sonunda bu mu yapılır insana bilmiyor..
Efendim, günce; blog sayfalarında bir toplantı furyasıdır gidiyor. Her gün birkaç tane toplantı yazısı okumadan olmuyor. Yapıyorlar ve yapacaklarını da yazıyorlar ki okuyoruz değil mi? Yurdun dört bir..
"Geçen hafta bir araya geldiğimizde, 23-Nisan tatilinin cuma gününe denk gelmesini değerlendirerek Zehra Pınar'la hemen bir plan yaptık. Sonra ilgili kişileri aradık ve sonuçta ana hatlarıyla ortaya ş..
Her şey postama gelen tek satırlık mektupla başladı. Bir satır da olsa okuduklarıma inanamadım. Ben kaç gündür bekliyorum, gözlerim yollarda kaldı, neredeyse kargocu yanlış anlayıp onun yolunu gözledi..
İlk ne zaman merhaba demiştik… ilk ne zaman gerçekten merhaba demiştik? Geçen yıl, yok ondan önceki yıl… yoksa daha dün mü?.. Güncelerinden önce ana sayfandan kendini yansıtışını; tanıtımın..
“Yağmur yağıyor/ Seller akıyor/ Arap kızı camdan bakıyor” İzmir Mavilim, daha İzmir’e gelir gelmez neden böyle bir şarkı söyledi? “Az sonra!” dedikten sonra gelelim Ölüdeniz buluşmamıza. Ben or..
Akşamüzeri evime geldiğimde, bir garip sarhoşluk hissiyle oturdum, Susuz Dede’yi gören köşeme. Bu sayfalara yazmamı sağlayan nesneyi açtım, ilk işim sık kullandıklarımdaki radyoyu açmak ve şarkı tutma..