Ben bir garip kişiyim, eşim var aşığım yok.Diyar diyar gezerken; kalbimi çalanım çok.Her anımı aşk ile sevgiyle yaşıyorum.İçimde tükenmeyen arzular taşıyorum.Eminim bu arzular her ins..
Sana bu satırları gecenin; sence de bilinen bir yarısı, yatağımın içinden, seni düşünerek ve seni hayal ederek yazıyorum. Ve biliyorum ki; bunları yazmakla seninle benim aramda olan o temiz duygular..
Şükrü’nün yeri. Hayır, yerlerinden biri. Çünkü dört tane var. Bunlardan biri ama sadece Şükrü’nün yeri değil; nostaljik bir çınar altı. Yok yok o da değil. Milliyet Blog yazarlarının kaynaştığı bir y..
Yaşı sekseni geçmişti ama henüz içi geçmemişti. Sanki 15-20 yaşlarında bir delikanlı gibi heyecanlıydı. Çünkü bir gün önce, uzun zamandan beri görmediği bir arkadaşı telefon etmiş ve gelip birkaç gün..
Adını veremem tarif edemem.Çünkü o ufuktan doğan Güneşli Bir cevher sahibi geçip gidememİnan ki dünyada bulunmaz eşi…Koşar çaresizlere çare olmaya.Gürolan bir sevgi ve bir heve..
3 Ağustos 2008 Pazar günü, İzmir’li Blogculardan bir kısmı, Sayın Mustafa Mumcu’nun daveti üzerine; Kemeraltı Şükrü Bey’in yerinde fincanda kahve içmek için buluştu. Hani bir fincan kahvenin kırk yı..
Aşka hiç inanmayan ve de aşık olmayan, İşçi bir arı gibi her çiçeği koklayan, Hercai bir gönülle kalpten kalbe konarken, Kimseye yar olmayıp ışıl ışıl yanarken;Aniden yüreğime bir k..
Zeynep’le Enginin ilk karsılaşmalarında içlerine düsen kıvılcım; bir ateş olup bütün vücutlarını sarmaya başladı. Artık her şeyi unutup, şeftalileri de bir kenara bırakarak, oturdukları yerde kendi ..
Orhan Veli'nin bir şiirinde olduğu gibi uzanıp yatıvermişti sere serpe. Ama entarisi yırtılmamıştı hafiften. Çünkü entari de yoktu üstünde. İç çamaşırı giyme alışkanlığı da olmadığı için; sırtı üs..
Bütün kurgular burada bu küçük ormanın kenarındaki bankta otururken başladı. İhtiyar delikanlı köpeğini yanına oturtmuş yazacaklarını düşünüyordu.Genç kız daha hayatının ilkbaharını bile anlayabil..