Kara İbo, iyice küçülmüş izmaritten son bir nefes çekti. Sigarayı içmiyor, emiyordu sanki! Art arda yaktığı sigara yüzünden parmakları kınalıya çalıyordu. İzmariti balkondan aşağıya fırlattı. Kimin..
Maksut çöpleri atmış, servise çıkmıştı. Servisten geldikten sonra, yöneticiyle birlikte yapı markete boya almaya gideceklerdi. İşi çoktu yani… Merdiven ve girişin temizliği Havva’ya kalmıştı o gün...
Hakan’la Selim eski arkadaştı. Aynı mahallede doğmuş, büyümüş; aynı mahallenin boş arsasında top koşturmuşlar; hatta ilkokuldayken aynı kıza âşık olmuşlardı. İlk kavgaları da dünyadan ve bu afacanl..
Bu dünya, dar gelmiş yoksun insana. Bir de “öte dünya” bulmuşlar kendilerine. Bu dünyada erişemedikleri, yoksunluğunu çektikleri ne varsa, “öte dünya”ya ötelemişler. Dilden dile, kuşaktan kuşağa ye..
Bir kez yitirilirse çocukluk, geçmiş olsun! Çocukluk, öylesine kırılgan, öylesine narin, öylesine değerlidir. Oraya buraya atılıp sonra yeniden bulunan bir eşya hiç değildir. Bir pırlantayı..
Gün batımı… Güneş, ışıklı saçaklı şalına sarındı, toparlanıp çekildi dünyanın öteki yanına. Gündüz ortalıkta çınlayan sesler, uzaklara dağılıp usul usul kayboldu. Ağaçların yaprakları arasında dola..
Kedice bir çeviklikle atak yaparak, hızla üzerine doğru gelen kamyonun tekerlekleri arasında kalmaktan kurtuldu. Kaldırıma açılan yağmur borusunun dibine sinip kocaman kamyonun ardından baktı. Kirl..
Gülizar, evin ahşap kapısının önünde durdu. İki eli belinde geriye kaykıldı, boynunu sağa sola oynattı. Ağrımayan yeri yoktu. En çok da boynu tutulmuştu. Eğildi, eşiğin altındaki oyuktan ..
Hava soğuk. Gökyüzü buz mavisi… Yaprak kıpırdamıyor derken, çam ağacının suskun yaprakları hafiften kımıldadı. Görünmeyen bir el yaprakları yelpaze gibi salladı sanki. Havada kar kokusu v..
Yeni doğmuş bir bebeğin bakışları dikiz aynasından bakan dikkatli bir sürücünün bakışlarına benziyor. Onun bakışlarındaki keskinlik, hiçbir bilim adamının bakışlarında yok! Bazen yeni doğmuş bir be..