Üstadım ! Bir gün, dedim ki kendime; hayatımı yazsam roman... Sonra dedim ki: En renklisinden, fiyakalısından siyah beyaz bir film! Sene dokuz yüz bilmem kaç, mevsim yalım..
Bir akşamüstüydü, nehirlerden nehire akarken zaman sağ yanımda paramparça olmuş dokunsam ağlayacak bir çocuk gözyaşı duman duman...
Dedim in misin cin mi; dedi yok yok. Dedim nicedir halin; dedi vah vah! Dedim melek misin şeytan mı; dedi hemrah. Dedim nerden yolculuk; dedi alem i..
İnsanoğlu yaratılıştan doğası gereği bir miktar ' narsisttir'. Kendine, içten içe de olsa neredeyse hayranlık derecesinde bir beğeni besler ; bu durum ileri boyutta ise bir anlamda da ..
Aslında biz, ' hiç ' sevmedik!? Düştüğümüzde; kanayan yanlarımızı, yaralarımızı sarar diye umutlarımızı sevdik. Bizden 'olmayanın' bize 'yansımasını' sevdik. Biz, ' maviye' boyanmış martı..
Yazmak lazım, anlatmak lazım, anlamak lazım. Neyi, kimi ve neden demeden. Bizi, hepimizi, içimizdeki bizi, içimizdeki şeytanı, meleği, yanılgıları, doğruları, aynanın önünü, duvarın arkasını, ..
' Fazlalıklarını', insanın kendisinin bilmesi tahminimce daha kolaydır. Peki eksiğimiz ne veya nerede? İkisi arasındaki denge, dualite ile bütünlenmiyorsa, cevap: Realitede...Evet biraz re..
Özlenmek iyidir. Biraz aradan sonra belki...Özlemekten iyidir en azından !? Derdi, tasası yok! Oturduk yine bir koltuğa; şoför yanı, bayan yanı ya da cam kenarı! Öyle hiç anla..
Beynimin içinde zembereği kırık bir kelime saati işliyor adeta. Zamansız, kelime fırlatan bir çıkrık gibi dönmesine engel olunamayan bir değirmen. Bir öğütücü ve öyle ki makina dişlileri arası..
Bilinmeyen yolcularıydık hayal gemisinin, bir oyunda birleşmişti pusulamız. Umut, düş, heyecan. Zaman, çığlığımızın sesini unutturdu yankımızda. Halbuki ne sakin denizlerde çırpınırdık ala..