Yağmur yağıyor... Azda olsa fırtına sayılabilecek bir rüzgar var dışarıda... Alt üst ediyor sokaklarda erken düşen yaprakları... Kara kara bulutların üstünde bembeyaz ışıkları ile dans ediyor şimşekle..
İçimdeki dağ adamı düze inecek bu gün…Düzlüklere dağ esintileri gelmiş mi, koklayacak...Bu gün içimdeki deniz adamı karaya dönecek… Karalara deniz neler getirmiş, karalarda denizi arayac..
Ülkemizde yaşayan insanların yüzde on civarı sakat/engellenendir… Bunların acaba kaçı oyunu kullanabiliyor hiç düşündünüz mü? Bunun yanına yaşlı ve hasta olanları da koyarsanız oy kullanamayan insanla..
Halkım Türbelerde ağlamayı çok sever… Bilmek gerekli elbet neye ağladığını... Fakat bilmek kadar hissetmek, duymak da önemli bence insan için... Farkı var mı derseniz bilmek ile duyumsaman..
Falcıya gerek kalmadı hiç ileriyi görmek için... Bu gün yapılan yarını oluşturuyor... Yarın dediğin bu gün yaptıklarının sonucu değil mi? Kader diye yutturulan, yarın neler getirecek bakalım denilen ..
Ay geceleri dar gelir bana.Ayaz gelir, ıslak gelir...Ay günlerim olur benim, mum ışıklı.Güneş, Portakal olur, dallar dolusu…Gece güneşleri, Ağaçlara durur…Binlerce güneş dalla..
İnsan kendisini ve kendi soyunu nasıl da acımasızca mutsuzluğa kodluyor çağımızda? Toplum nasıl içgüdülerine ters, doğallığına tam ters olarak kendisini mutsuz eden beğenilere kodlanıyor? İsterseniz ..
İnsana sonradan kodlandı güzellik... Güzellik vardı ama insan için hep... Yaratan, üreten, verimli ve yararlı olan, hatta gizemli olan güzeldi eskiden… Şimdi ise güzel doksan 60 doksan oldu... Yeşi..
-Taammüden Edilen sözler; Ucuna demirden sivri bir uç takarlar... Ucundaki sivri deliciyi iyice biler, sivrileştirirler... Hatta ucuna zehir bile süren vardır… Okun kendisi de olabildiğince düzeltili..
Bu referandum sırasında çok şaşırdığım ama bir o kadarda mutlu olduğum şeyler olmaya başladı… Kanımca da referandum başka sonuçları kendiliğinden yaratmıştır… Benim gibi kendisini hiç saklama ger..