-Merhaba Kambur. -Merhaba. Nasılsın? -İyi olmaya çalışıyorum. O’nu kaybedeli altı ayı aşkın bir süre oldu. Geçen zaman acımı azaltmadı, aksine artırdı. Her yerde O’nu görür oldum. Alçak ölüm, O..
(Birkaç hezeyan…) Kimsesizlerin çeşmesinden avuç avuç suyu, kana kana içerken hiç düşündün mü ruhunun derinliklerinde durmadan kanayan; yaşamın doğal bir parçası olmuş o derin yarayı, o onulmaz..
Mevsim sonbahardı. Yeşeren yaprakların sararıp tek tek düşme zamanı olarak tanıtılmıştı tâ küçüklüğümüzden beri bu mevsim. Oysa düşen yapraklardan çok omuzlara binen yükle anılmalıydı. Yakan güne..
Ne zaman bir gül görsem, geçmişteki o güzel ânı hatırlarım. Mutluluk, aşk, sevgi ve hayat anlayışımın değiştiği, genç kızlık günlerimin unutulmaz hatırasını… Bir yaşamdan başka bir yaşama, madde ..
Son günlerde "dönme" sözcüğünden çokça bahsedilir oldu. "Dün bu idi, bugün şu... Saf değiştirdi. Önceden benimsediğinin tam zıttını savunur oldu." Gibi ifadelerle anlatılmaya çalışıldı bu sözcük...
-Kambur merhaba, kambur neredesin? Çık ortaya. Benimle oyun oynama! Zaten kafam bozuk. Bir an önce gelmezsen öfkemi senden çıkartırım. Kambuuur!-Geldim işte; bağırmayı kes artık.-Beni..
Bir çığlık koparıyorum bağrımdan, yankısı bile ürpertici. Bir ateş yanıyor içimde, külü bile kavurucu. İlâhlar göklerde ve yerlerde vuruşurken aşk için, insanlar toprağa gömülüyordu, bilmem niçin?..
Onları televizyon ekranlarında 6-7 senedir sık sık görürsünüz.-AB konusunda uzmandırlar. AB’ye girebilmemiz için ne yapmamız gerektiğini anlatırlar.-Ekonomiden anlarlar.Krizin Türkiyey..
Beyoğlu’nda Bahar sokağındaki üç, en fazla dört katlı evlerin bir kısmı ahşap, bir kısmı da betonarme olarak inşa edilmiş. Birkaç da bakkal dükkanı göze çarpıyor. Ayrıca bazı firmalar adlarını göst..
-Merhaba. -Merhaba hoş geldin. Neden suratın bozuk ? -Az önce bu pis yerin tavanından yine enseme buz gibi sular damladı. İrkildim. Belki de suratımdaki bozukluğun nedeni budur. -Bu gün..