12 Temmuz 1878 (12 Recep 1295) Göçün Yüz Birinci Günü; Üç kişi öldü. Dimitrovgrad şehrini geride bıraktık. Altı gün önce, sözü edilen Bulgar köyünü uzaktan görünce nasıl bir yer olduğ..
6 Temmuz 1878 (6 Recep1295) Göçün Doksan Beşinci Günü; Beş canımız hastalık dolayısıyla eksildi. On canımızı da sel aldı götürdü. En kötü günüm. Bundan daha kötüsü olmadı, olamaz da! ..
Bugün de bir ara daha verdik. Yarın yazmaya devam edeceğiz. Osman dedem: -Az kaldı, dediyse de, daha kaç gün süreceğini söylemedi. Belki o da bilmiyordur! ..
13 Haziran 1878 (12 Cemaziyelahir 1295) Göçün Yetmiş İkinci Günü; Geçen yedi günde, on üç kişi daha kaybettik. İçlerinde küçük bebek de genç kız da, çok yaşlı kişiler de vardı. En enteres..
Bu sözü durmadan tekrarlıyorum. Hiç unutmayacağım; Yer demir gök bakır. Evet, yer demir gök bakır. Bunu Türkiya'ya kabul edilmediği için geri dönen bir köylüden öğrendim. Hem kendi hem de bizim dur..
29 Mayıs 1878 (27 Cemaziyelevvel 1295) Göçün Elli Yedinci Günü; Bugün, olaysız bir gün geçireceğimizi zannetmiştim. Çünkü geçtiğimiz yollardaki ağaçlar, çimenler, dikenler, çalı çırpı ne ..
15 Mayıs 1878 (13 Cemaziyelevvel 1295) Göçün Kırk Üçüncü Günü; Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yere geldik. Yolu çok kötü; aslında belki de yol mol yok burada; biz öylesine gidiyoruz işte. N..
7 Mayıs 1878 ( 5 Cemaziyelevvel 1295) Göçün Otuz Beşinci Günü; Artık iyileştim, eski gücüme kavuştuğumu sanıyorum. Bulduğum her şeyi yiyorum. Hastalığım sırasında çorba istemişim, daha ..
30 Nisan 1878 ( 27 Rebiülahir 1295) Göçün Yirmi Sekizinci Günü; Sabahleyin hava sisli ve soğuktu. Rutubet âdeta iliklerimize kadar işlemişti. Birkaç saat sonra sis dağıldı, güneş göründü. Ortal..
Yazmaktan kollarım ağrımıştı. Yazım da yorgunluk arttıkça çirkinleşiyordu. Yüzümdeki memnuniyetsizliği gören Osman dedem: -Yoruldun galiba! Burada bırakalım; kalanı daha sonra yazarız, dedi.<..