Tek sözcükle şiir olur mu deseler, Eylül adeta "buradayım" diye seslenir.. Kitap, defter, kalem, silgi kokusu ve çocuklukta hafızamıza yerleşmiş okul dolu adımlar ve ağaçlar, yağmur, değişen re..
Hikâyemize giren, emek verip, emek aldığımız her canlı bir anlamda öğretmenimizdir. Doğduğumuz andan itibaren, yaşamımızın tek öğrencisiyiz.. Sadece seçimlerimiz değil, seçtiklerimizin seçi..
Güneşten her gün bir parça daha koparıp, kendi saraylarının üzerindeki gökyüzüne yapıştırıyorlar... Her koparılan büyük parça için çocuğun yastığının altına bir mum bırakıyorlar... Ve suskunluğun r..
Üst-üste dizdiğimiz taşlardan, soluksuz birbiriyle bağımsız küçük kareler, dikdörtgenler oluşturduk... Kimine duvar dedik, kimine kapı, pencere... Uzaklık ve yakınlık kavramlarını kendi tekelimizde..
+Beni özleyecek kadar yalnız değilsin.. -Seni özleyemeyecek kadar yalnızım... +Hep tenha bir yer arıyorum, bir sığınak... İçsesimi, kalbimin ritmini duyunca, iki nefes arasında canlanınca ka..
İstasyon kaybolmuş, trenlere yeni rotalar çizilmiş, hatta rayların izleri bile belirsizleşmişken inatla sabah 8 trenini bekliyordum... En son yolcu olduğumu biliyor, kısa bir kapanış anonsunda ad..
Anlamak teslimiyet bir bakıma... Sonrası...... Güzel anlatıcıların silahı sözcükler değil her zaman. Davranışlar... Teslimiyet anlatıcının koyduğu yeri kabullenmek, ne kadar acı olsa da... ..
Silmek daha kolaydır yazmaktan, çizmekten.. Birinde yeniye yer açma, her şeyi unutma kolaycılığı, diğerinde her sözcüğü, her çizgiyi, her anlamı koruma isteği vardır. Silemeyenler bir tür yas tutar..
Her şeye, herkese yüklediğiniz anlamları çektiğinizde, elinizde kalanlardır asıl gerçeğiniz. Devleştirdiğiniz cüce duygular, tonlarca ağırlığı olduğunu sandığınız tüyden hafif varlıklar, gölgesi bü..
Birinin cevher olduğunu düşünmek yanılgısından daha kötüsü, kendindeki cevherin farkına varmayıp, onu tuzla buz edecek maceralara atılmak olsa gerek... Farkına varış sürecinde elinde kalanlara bakt..