Güne başlayabilmek için enerjimi bir türlü toparlayamıyorum. Üzerimden sanki tır geçmiş. Yorgunum, çok yorgun. Ayakta duracak dermanım yok. İçimdeki iskeleti çekip almışlar sanki. Ha yığıldım,..
Bardaktaki suyun dalgalanmasıyla birlikte, zayıfça, kısa boylu, kel adamın yanındaki sarışın kadın, ani bir hareketle bardağı tuttu. Biraz refleksleri yerinde olmasa dengesini kaybedip düşmesi işte..
Caddeden yukarı doğru ilerlerken, sağa doğru kıvrılınca, kırmızı kıyafetleri içinde bir bando takımı beni karşılar. Beş kademeli yıldızlı sandığıyla ayakkabı boyacısının başı çektiği, çakmakçı ve s..
Adam, iri kemikli elleriyle direksiyonu sıkıca kavramıştı. Trafik bir keşmekeşti ki sorma gitsin. Arada bir eli saçlarına gittikçe, denizin bereketli zamanlarındaki balıklar gibi, gri gür saçları p..
Her zamanki gibiydi her şey. Çocuğun bin pare değerli taşlara benzeyen kahkahası ortalığı inletiyordu. Günlük rutinle boğulan anne babasının ilgisini anlık salvolarıyla kendine çekmeye çalışıyordu..
Bilirsiniz hafta sonu kahvaltıları önemlidir. Ailenin bir arada olduğu, daha özel sofraların donatıldığı… Keyfin tavan yaptığı… Kahvaltı bittikten sonra, çay eşliğinde gazeteye göz atıldığ..
Biz hayatta neye ihtiyaç duyarız; sığınacak bir limana. Çünkü hayat, bazen çok acımasız olabiliyor; bizden götürdükleriyle. Bunlar maddi olabiliyor, manevi olabiliyor; sonuçta biz aynı kalmıyoruz. ..
Ortalarından ırmakların geçtiği Anadolu şehirlerinde bile olmayan bir kasvet vardır Ankara’da ; deniz yoktur çünkü. Suyun; o bakarken bile insanın ruhunu yumuşatan renginden, kokusundan, sesinden, ..