Günün yorgunluğunu, gecenin dinginliğine yüklemeye çalışırken bir ses, bir obje, bir beste alıp götür seni geçmişin yaşlanmaz hatıralarına doğru. Duyguların elle tutulacak kadar diri, göğsünden dış..
Büyükbabam derin bir inançla kıldığı namazının ardından mırıltı şeklinde sürdürdüğü dualarıyla her zamanki koltuğuna oturur, hiç nazlanmadan onlarca kez dinlediğimiz savaş anılarını anlatmaya başla..
Ne çok pişmanlıklarla dolu hayatımız.Yapamadıklarımız , bir gün, aynı şehirlerde yaşıyor olmamıza rağmen aralarımıza koyduğumuz uzun mesafeler.. yaparım düşüncesi ile ötelediğimiz ,kızgınlıklarımı..
Eski kristal aynanın önünden geçerken gördüm annemin bana bakan gözlerini. Aman Allah'ım hiç bu kadar benzediğimi fark etmemiştim. Döndüm, burnumu aynaya yaslayacak kadar yakınlaştırıp merakla bakt..
Hırçınlıkla uysallık arası gelgitlerin yaşandığı bir sonbahar havası.. Mahcup bir rüzgar, utanır gibi usulca yalayıp geçiyor tenimin açıkta kalan yerlerini. Ceketimin yakasını kaldırıyorum küçük de..