Sulu şakalar yapıp, Sudan sebeplerle ayrılıyoruz… Sulu yemek seviyor. Kendimizi suyun akışına bırakıyoruz… Çok ağlayana “sulu göz”… Şımarana “sululuk yapma" diyoruz… Gid..
Tamir için karaya çekilmiş kayıkların kuytusunda, on sekizlik emekli bir yağ tenekesinin içine, tekmelerimizle kırdığımız limon sandıklarının dünyaya son bakışlarını doldurup, gazlı bir bez parçası..
Filmin final sahnesinde, kadın eliyle adamın saçlarını düzeltir, arabanın içinde bekleyen diğer kadına bakar, “çok güzelmiş” der. Perde kapanır… Çantasını sallaya sallaya yağmurun altında yürür, ..
Küçük atıyorum adımlarımı yol bitsin istemiyorum. Fotoğraf makinemi yanıma almadığım için kızıyorum kendime, gökkuşağını bir karenin içine hapis edemiyorum... Mantar toplayan amcanın naylon ..
Deniz sakin yağmur çiseliyor... Çorbanın sıcaklığını kaşık kaşık içimize doldururken, ıslanmamak için koşuşturan insanlara meraklı gözlerle bakıyoruz. Aralık kalan kapıdan kuyruğu kesik yavr..
Gün boyu yediğim tatlıların ve içtiğim kahvelerin midemdeki savaşıyla oturdum televizyonun karşısına… *** “ Benim baklavam başkasınınkine benzemez!” Kimse kusura bakmasın ama bütün bakl..
İki gün evde kalınca öyle yazmak için gözlem yapmaya, gezilere çıkmaya gömlek cebindeki not kâğıtlarını kargacık burgacık yazılarla doldurmaya gerek olmadığını anladım. Biraz geç oldu! ..
Kahvemden bir yudum aldım yaklaşık on dakikadır ekrandaki beyaz sayfaya bakıyorum... Pazar geceleri daha farklı hissediyorum... Eskiden günlük tutardım, “günlük” lafın gelişi benim ki..
Konuşurken gözlerini, gözlerinizden kaçırdığı anda yalan söylediğini anlıyorsunuz ama dikkatle dinlemeye devam ediyorsunuz... “ Memlekete gideceğim karım orada, bu sabah telefon ettiler du..
Açık kalp ameliyatı olmuş gibi hissediyorum kendimi! Milli maçı izledim de üzerinize afiyet, ikinci yarı elimdeki kahveyi halının üzerine döktüm, televizyona kesme şeker fırlattım, Fatih Terim’e po..