Ruhuna bile başkalaşır insan... Aynada gördüğü yüzü bir yerlerden hatırlamaktadır fakat çıkaramaz! Adı dilinin ucuna kadar gelir, becerip de söyleyemez... Gölgesine alışkanlıktan selam veri..
Hiç aklınızda yokken ve ummazken, en hazırlıksız, en zavallı anınızda, sırf içinizde zamansız çalan, kurmadığınız guguksuz saat yüzünden ayrılırsınız! Mevsimlerden... Günlerden...<..
Bir martının gözlerinden bakma şansım olsaydı dünyaya...Kimsenin kimseye hakkı geçmesin’ diye... İnsanlara simit atar, ödeşirdim! Bahar geldiğinde insan toplar, bir su bar..
Sarı sıcak bir yaz günü... Köyün son evini de geride bıraktıktan sonra etrafını akasya ağaçlarının çevirdiği dar patikadan, inek boklarına ve deve dikenlerine aldırmadan dereye d..
Sarı ışığı ile odayı aydınlatmaktan yorgun ampulün cefasına son veriyorum... Uykum yok... Aralık bıraktığım pencereden eli hançerli, gözü kara, en kabadayı hali ile ayaz g..
İnsan olmak, biraz da unutmak demektir... “ Seni hiç unutmayacağım” diye ayrılırsınız... Unutursunuz! Unutulursunuz da! Filmlerdeki gibi; vagonun penceresinden belinize ka..
Sıvasız, duvarları nemli, şeker çuvalından perdeleri kapalı, nasıl bir tesadüftür ki; bir odasının penceresi hastanenin morguna, diğeri; komşu köyün mezarlığına bakan, iki katlı kondunun,..
Neredesin, ne yaşıyorsun kim bilir? Arada fotoğrafına bakıyorum... Şimdi de bakıyorum... Sen de bana bakıyorsun, farkında değilsin... Sana baktığımı bilsen, gülmezdin ya! Ne..
Dediklerine göre karaya vurmuş ve hatta zamansız ölmüş pullu organik bir sazandım, kimilerine göre de keçiboynuzu... Koktum mu? Kim bilir! Korktum mu? Çook! Oysa kork..
Sis var, yağmur yağıyor ve ben gidiyorum... Sığırcıklar var yol kenarlarında sürü sürü... Bir güvercine çarpıyor, buğday tanesinin hatırına bir can alıyorum! Tüye kesiyor ortalık... Ko..