Yaz günlerinde İnebolu’ da olabildiğince geç saatte uyanıp kahvaltı yaparken “bu sabah canım birşey istemiyor” diye çekilenlerin sabah erkenden güveççiye gittiklerini biliriz. Az sonra anlatmaya başla..
Boyranaltı'nda, sahildeki çay bahçesinin çitlerini dalgalar yıkmış. Yıkılan çitler sağa sola yatıp ilginç görüntüler oluşturmuş. Fotoğraflarını çektim. Daha kış uzun, belki deniz onların hepsini içine..
Ekim sonuydu, yazın yemyeşil olan yaprakları rengarenk olmuştu ve hala duran yeşil yapraklar arasındalardı. O günlerde yaprakların ışıkla dansını yazmıştım. İki ay sonra, yeni yılın ilk günü aynı yerd..
İtiraf ediyorum, papatyaları kopardım. Denizle birlikte bu fotoğrafları çekebilmek için yamaçta açtıkları yerlerden papatyaların en güzellerini seçip kopardım.Önceki yaz avucumda topladığım böğürt..
Evin balkonu beş yol ağzı bir meydana bakar. İnebolu’nun merkezinden gelen iki yol, üç yol olarak devam eder. Teras katın balkonundan yıllardır fotoğraflar çekerim: İnebolu’nun tepelerinin, eskimiş ev..
Camları kırık penceresinden içeriye baktığımda artık bir büst bulunmayan Atatürk köşesinde büyük harflerle yazılmış yazıları gördüm: “Eşsiz kahraman Atatürk. Vatan sana minnettardır”Hergün balkond..
“Çam ağacında çiçek açar” diye başlamıştım yazmaya ve “İnebolu bu yaz yine rengarenkti” diyerek bitirmiştim. 2003 yazında çektiğim fotoğraflardan hazırladığım yaz renklerinin ilk rengi olmuştu o ağaç...
İnebolu Türkocağı binasının yanındaki duvarda denize bakan bir duvarda bu yıl yapılmış bir resim var. Resim büyük bir duvarda kabartma olarak çalışılmış. İmza Sait Civcioğlu’na ait ve Mayıs 2006 tarih..
“Bahardan kalan bir gün” diye konuştuk 3 Ocak günü sıcak bir öğle vaktinde. Oysa bahar çok uzaklarda kalmıştı, üzerinden yaz ve güz geçmişti, üç ay sonra yenisi gelecekti. Önce Osman’ı gördüm, abi..
Bugün üçüncü bayramdı ve doğduğum köyün bayramıydı. Köyde akrabalarımızı ziyarete gittik. Bu ziyaretlerin arasında köyün dar, sular akan, çamurlu yolarında, yemyeşil otlarla kaplı tarlalarında yürüdüm..