Kirli ve zehirli de olsa bazen… Yaratıcılık yaratıcılıktır. Bunaltıcı bir yaz akşamı, Kadıköy Altıyol’dan Rıhtım Caddesi'ne inerken okudum karşımda durup bana bakan sözcüğü. Biri, MOK yazmı..
Lafa gelince, hepimiz delikanlının, delikanlılığın hastasıyız. Ama aslında, suyumuza gideni, nabza göre şerbet vereni sever; hakikati anlatan yerine sırtımızı sıvazlayanı, gazımızı alanı baş tacı e..
Adamın duruşuna bakarsan, allame-i cihan. Sözünü dinlersen, bomboş bir kafayla karşılaşırsın. Herhangi bir konuda söyleşirken mangalda kül bırakmayan kadın, söz edebiyattan, sanattan, kültü..
Zehirli kıskançlıkların sahibiyiz. Kıskançlıkta üstümüze yok maalesef. Türk’ün Türk’e ettiği dünyada bulunmaz. Ve biz, her başarıyı, her başarılıyı mutlak cezalandırırız. Beni bilen bilir a..
Evet, aynen başlıkta dediğim gibi. Türk’ün kanı hızlı akar! Hem de ne hız! Hani hiçbir yerde hiçbir şekilde doğru düzgün sıra olamaz, olduğumuz sıraya uyamayız ya… İşte o, sırf kanımız hızl..
Öyle kişiler yaşar ki aramızda… onların önce ruhları ölür, bedenleri ardlarından gelir. Ruhları tenlerinden evel ölenler, canlı cenazelere dönerler. Ne dünlerini hatırlar, ne günlerini algılarlar. ..
Rahmetli Aydın Boysan, başlıktaki şehrin tarihini hep ikiye ayırırdı: “Kebap öncesi/Kebap sonrası”. Bir Aydın Boysan saptaması daha yaparak, söz konusu şehrin adını bulmanıza yardım edeyim “Bu şehi..
Neden böyleyiz biz? Nasıl mıyız? Anlatayım: “Dokunsan ağlar, tef çalar oynarız!” Onu diyorum hani. Neden sebep bu kadar dalgalı ruhumuz? Niye hiçbir şeyin ortasını bulamıyoruz? Ne sebeple u..
Günümüzde sosyal medyanın yerini, önemini yadsımak imkansız. Öte yandan, olumlu yanları yanında, hayatımıza birçok olumsuzluk kattığı da ortada sosyal medyanın. Öyle ki, eğer kişisel mutluluk düzey..
Türlü türlüyüz. Karakterlerimiz çeşit çeşit. Huylarımız milyon tane. Ne derdi biter Adem’in, ne tasası sonlanır Havva’nın. Anlat anlat, bitiremez, getiremezsin sonunu mevzuların. Amma velakin, İnsa..