Bir cumartesi günü, ağustos sıcağında bir gün. Gene Burgaz adaya demirlemişiz üçümüz, ben gölgem ve de siluetim. Güneş batmaya daha zamanı olduğu anlarda siluetimin zayıflığı ile alay ediyor gölgem. V..
Zaman üstünü almıştı tüm bedellerin.Sana kalmıştı aslında gittiğim yerin Dön be demesi.Bedenim tutsaktı durduğum yere Ruhum sana aç. Kokunla,Bazen dönüp bakardım sen misin diy..
Caddebostan sahilde ayakları denizin içinde, ufacık bir kumsal, sağ önünde kıçtan kara mendireğe bağlı irili ufaklı tekne. Gün batışına doğru çevirdiği pedalların yorgunu adam, denizin ufacık kumsalın..
Sende değilim ki,Sürüklenmişim bir limana.Liman liman olduğunu,Ben bir tekne olduğumuBilememişim... İçimde değilsin ki,Beklemişim ardın sıra,Beklemenin beklemek olduğunu<..
Perdenin arasından güneşin ilk ışıkları odaya hafif hafif süzülmeye başladığında yatağın sağ yanında yatan adamın yüz hatları yarı, gölgede acı içinde gerilmişti. Işık hafifçe bu gergin ifadeye değdi...
“O aradı Selim”… Kafasında yankılanıyordu bu cümle, “o “ aramıştı. Peki ne yapıyorum, neyi koymaya çalışıyorum ki. Bildiğimi bilmekle. “O” aradı işte ve ben yokum ki. Ne ki duymaya hep alıştığım..
İşte şimdi tam oldu Git gidebilesine vardığında zaman. Bir adım ötesinde değil ki. Öylece durduğum, seyrettiğim. İşte şimdi tam oldu Denmenin çok ötesinde vardığım zama..
Telefonun ekranına baktığında, “o”nun adını okudu. İçindeki hasretin yüzüne vuran ateşi ile bir anda ne yapacağını şaşırdı. İşte “o” arıyordu…Eli titreyerek yes tuşuna dokundu, ne diyebilirdi için..
Duvarlarımın sessizliğindeHala bir fısıltı gibi ruhun.Katlanıldı sensizlikTüm gidivermelerin kararlı adımlarında.Sessizliğimde kendime fısıldadığım,Seni seviyorumların kimsesizliği..
Köşedeki çiçekçiye baktı, çiçeklerin hepsi günün sıcağında boyunlarını bükmüştü gene. Almaya kıyamadı bu boynu büküklüğü. Çiçekler almalıydı oysa. Çiçekler, yıllarca alınmamış çiçekleri kendine almalı..