Sonbaharın tüm dekorları yerli yerindeyken Ekim güneşi oldukça cömert… Yeşilden sarıya ve hatta kırmızıya uzanan gazel yağmuru usul usul yağıyor simit sarayının bahçesindeki masalara… Dik göğüsleri..
Aşınmaz elbette ama ister istemez “alışkanlık” yapar. Yaşamın belirli safhalarında sıkça başvurduğunuz bir “huy” haline gelir ve “naturayı” belirler. Getiri ve götürülerini çok iyi hesap etmek gere..
Siteye yeni üye olan arkadaş “ben buraya duygu ve düşüncelerimi paylaşmak için geldim” diye bir girizgâh yapınca bana bir haller oluyor, dostlar! Dudaklarımda yapıştırtma bir gülücük..
Bir bilgisayarı sadece “daktilo” niyetine alıp kullanan kaç kişi vardır ki şu yeryüzünde? Hem de üç sene boyunca? “Yahu şu internet dedikleri de ne oluyor?” diye düşündüğümde takviml..
Terk etmek ve ardına bakmadan çekip gitmek… Kolay değildir elbette! Ama bazen kartlar ortaya serilir… “Ya herrü ya da merrü” der hayat size… Ya “terk ed..
Güzel olmaz mı hiç? Gazellerin çiçeğe durduğu mevsimdir hazan mevsimi! Yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya uzanan bir cümbüştür ki, görmelere seza! Kırk ..
Biraz bilgi, biraz birikim, biraz da ..
Dün akşam Hermann Caddesinde yürürken arkamdan “Çulduz Bey, Çulduz Bey” diye seslendiler. Gayri ihtiyari durdum tabii… Otuzlu yaşlarda, takım elbiseli bir bey, kendini tanıtarak; “Si..
Haklısınız tabii, nereden bilecektiniz? 1995-2006 senelerini kapsayan 2 klasör dolusu yazı… Hepsi de “daktiloyla” yazılmış ve ulusal gazetelerimizin (Hürriyet ve Sabah) Avrupa baskıl..
Uzun zaman var ki dostlar… Editörlerden “uyarı maili” almıyorum. Ve bu durum beni fena halde tedirgin ediyor! Gözden çıkarıldık mı, ne? Eskiden öyle miydi, ya? ..