İçinde bir tutam sevginin olmadığı, hoyrat, anlamsız, tek düze bir yaşama neden tahammül ettiğimizi sorgulamaya başladığımızda başlar kaçışımız. İçimizde en diplere doğru, en kuytu, en karanlık kö..
Zamanın acımasız akışı kabuk bağlayan yaralarımızın iyileşmesine izin vermiyor. Daha iyileşmeden yeniden düşüyoruz dizlerimizin üzerine. Bir parça kabuk kalkıyor yerinden, kanamaya başlıyor yüreğimiz...
Yaşımız arttıkça etrafımızdakilerin eksilmesi hüzünlü bir yalnızlığın içine doğru çekiyor bizi. Flaubert'in dediği gibi " Kalbim bir kent mezarlığına dönüşüyor." Tüm sevdiklerimizi gömmeye başlıyo..
"Ebedi aşığın dönüşünü bekler / Yalan yeminlerin tanıdığı çiçeklerArtık olmayacak baharlar içinde / Ey ömrün en güzel türküsü, aldanış!" *Bu kaçıncı aldanışıydı yüreğimin? Sayamadığım kaç ..
O, kısacık yaşamına üç büyük aşk sığdırmayı başarmış bir garip şairdi. İstanbul, deniz ve kadın. Üçüne de deli gibi aşıktı. Keşke en çok hangisini sevdiğini bilebilseydik!.. Üç aşkını bir araya getir..
"Bir Blog Yazarı Yazdıklarıyla Neler Yapabilir" başlıklı bloğu okuduğumda, yorum yazmak lüzumunu hissettim. Aslında her satırı yorumlanacak bir yazı olmasına rağmen ben, " Tarihi kitaplar değiştirdi. ..
“Yaşamak, birbiri ardınca kapılardan geçmeye benzer. Bazen biri ötekine yetişemez!” “Shoot The Moon filminde parçalanan ailenin annesi, büyük kızına, çekip giden yazar babanın davranışını..
Hep korkmuştur insanoğlu. İlk insandan çağımız insanına kadar süregelen zaman diliminde, korkularını içinde taşıyarak hep korunacak, sığınacak bir şeyler, bir yerler aramış, sonunda varlığına inanmak..
"İnsan öncelikle bir aldanışa aşık olur.Sonra o aldanıştan bir hakikat yapmaya çalışır hayatına."* Hayatımızın sonbaharından kışa geçerken bazen duygularımızın ağırlığını taşıyamayız... Yaş..
"Sana gitme demeyeceğim / Ama gitme Lavinia" * Bazen gitmenin en doğru olduğu haller vardır. Tek çözümdür gitmek! Sevdiğini terk etmek... Bunu sevdiği için yaptığını söylese de aslında kendisi iç..