"Hepimiz bir çöl taşıyoruz içimizde. Bu çölleri neyle doldurabiliriz, insan seslerinden başka?" Yaşamını aydınlanma uğraşına adamış bir aydın olarak Vedat Günyol; çeviri, deneme, inceleme,eleştir..
“Bedenimizi nasıl yıkıyorsak yazgımızı da böyle yıkayabilmeli, çamaşır değiştirir gibi hayat değiştirebilmeliydik,” der Pessoa Huzursuzluğun Kitabı’nda. Mümkün olsaydı da yapabilseydik, ..
“Hangimiz bizi bizden, hayalsiz ve leylaksız hayatlarımızdan çekip alacak bir “romans”a ihtiyaç duymayız ki?” der, Selim İleri O’nu anlatırken. Bize bu “romans”ı sunan Kerime Nadir, 5 Şubat 1917 de..
İnsanlar kadar hayat da yorar bizi. Hem yorar, hem yaralar... Yaralarımızı sarmak içindir gitmek isteyişimiz. Bütün hüzünleri yaşadıktan sonra çözümün bu olduğunu düşünürüz. Gitmek, başka..
Irvin Yalom, "Duygularımı içinde bulunduğum durumun uzağına taşıyamıyorum. Yeterince uzağa kaçamıyorum" der, Nietzsche Ağladığında. İnsanoğlu için mümkün müdür böyle bir şey? Duygularımız, içinde b..
“Aynı saydam kaba dökülmüş ama birbirine kesinlikle kavuşmayan iki farklı sıvıdan oluşan bir bütün gibiydi. Köylü yanı, kentli yanına karışmamıştı. Onun için kendi köyünün bile yabancısıy..
"Yüreğimde güz güllerinden damıtılmış bir sonbahar...Kış bir adım ötede. Tam da yaşamın tadına sırrına varmışken, hala yapacak çok iş varken, her şeye rağmen aşık, here şeye rağmen umut doluyken.....
"Sevdiklerimizin hayatına ya erken gireriz ya da geç kalırız. Bütün aşk dramları da bundan doğar zaten." * Belki de bu yüzden hayatı ve insanları sorumluluk almadan sevmek isteriz çoğu kez...
Bazen sevdiklerimize dokunamayız. Ya “Yasak”tırlar, ya da tabu. Ve çoğu kez günah! Yaşamak için geldiğimiz dünyada istediğimiz gibi yaşamamıza izin verilmez… Hep..
Canımızı acıtan şarkılar dinliyoruz şimdi, zamanın taş plağından. İçimizdeki çocuğun avuçlarına bırakırken birikmiş hüzünlerimizi, sığınacakbir yer / bir şey / biri olsun istiyoruz yanımı..