Bilemediğin, belki de hiçbir zaman bilemeceğin cümleler yazıyorum sana.Hayatımızda kaç kere birileri için böylesine içten derin cümleler kurabilir hayatında ya da kaç kere ölesiye sever ölür de bir..
Sabah güneşin soğuk ama içimi aydınlatan ışıklarıyla uyandım erken saatler de… Baktım uzun uzun güneşin ilk ışıklarıyla uyanan bedenimde ruhumun kıpırtılarını bekledim uyansın bana eşlik ..
Ve uzun hasretlerin, sabırla beklenen özlemlerin, umutsuzlukları dibe vurduğu uzun zamanların son deminde olduğunu düşünerek demlenmekteyim... Demli bir çayın kokusu yayılmış dört bir yana... Bur..
Bugün öylesine oturmuş koltuğumda kahvemi yudumlarken sadece adam akıllı hafta sonları okuyabildiğim gazetelerimden yılın son yıllarında kesip te saklayabileceğim notları keserken... Bir yazıya tak..
Senin mutluluğun hayatında benim amacım olmalı... Ben bu mutluluğa vesile olma zevkini tatmak istiyorum... Zaman hepimizi vuruyor zaman zaman... Ben bu vuruşlara dur diyemem..
Ve hiçbir şeyim az olmadı senin kadar ve hiçbir şeyi özlemedim seni özlediğim kadar. Sen de başını alıp gitme ne olursun? DUYGULARIM... Ben ne kadar ah etsem de teker teker çıkıyorlardı hay..
Bazen düşünürüm geçen seneler neler yzmışım gönül defterime diye... Şimdi görüyrum ki hiç bir şey değişmemiş hayatımda... Tarih hep bende tekerrür ediyormuş... Geçen onca günün ardında değiştiremed..