Âdem ile Havva cennette gezerlerken âdemin aklına yasak meyve ve Şeytan gelir. Havva’ya sorar.Âdem: Havva! Yav biz bunca zamandır cennette geziyoruz, tozuyoruz ama ben ne yasak meyveyi gördüm ne ..
Çok sesli şehirler büyüttüm içimde Sana bakarak Ve kimsesizleştim Kumbaram dağıldı Dağılmışlığım vurdu yüzüme Sırtını döndü gece Sürgün yarınları aldım yatağıma bende..
İnsanlar ölüyor, insanlar ağlıyor ve insanlar yok oluyor. Bizler varlığımızın, benliğimizin saltanatındayken. Hiç sorgular mısınız kendinizi? İnsanlar hayatta kalma mücadelesi verirken, bizler neyi..
Hayat yokuşunu doğumla adımlamaya başlıyoruz. Ve her adımı bizi sonsuzluğa götürüyor. Sonsuzluğa adımlıyoruz adımlarımızı. Ve yokluk sandığımız en gerçek vara doğru gidiyoruz. İşte bu yolculuğa da geç..
Tiyatro; yaşanmış, düşlenmiş hayatların bize aksettiği büyülü dünya. İşte bu dünyaya İstanbul’daki ilk adımımı geçen hafta sonu attım. Yoğun yaşadığım İstanbul günlerimden fırsat bulabildiğim bu günü..
Her tende sana rastlıyorum, Dokunuyorsun gözlerime, ellerime.Yol oluyor yokluğun, Düşüyorum peşine, Peşin sıra uykularım kaçıyor, Geceler düşüyor üstüme, Üşüyorum…Çalakale..
Gölgesindeyim bütün sevdaların, Gökkuşağımda tek renk…Yitirdim yağmurlarını gözlerimin, İstanbul dolusu hüzün kapımda, Üşüyor ellerim…..
Ay, deniz ve aksi kentinÖlüm kokuyor düşlerimŞimdi sahile vurdu Azrail’in siluetiKöpük köpük savurdu sensizliğiBir ceset vurdu gözlerime küskünVe son çığlıkAy, deniz ve gece…..
Sabaha satırlar kala düştü elime sancısı, Kalemin ucunda büyüdü mürekkep, Büyüdükçe kadınlaştı, Kadınlaştıkça ağırlaştı.Düştü sonra beyaz bir sayfaya, Anne karnına düşer gibi...
Serseri çığlıklar dolanıyor kulaklarımdaPeri masalı anlatıyor yaşlı bir kadınKelebeklerden bahsediyorBeyaz kelebeklerdenSokak sesleri kesiliyorVe devam ediyor kadınYıllar yorgu..