Öyle acılarla yoğruldu ki kalplerimiz, ciğer yanığı dumanlarda yağmurlar söndürdük. Öyle nefretlere boğuldu ki yanık izlerimiz, öfkeyi bal eyleyecek gülüşler aradık. Tanrı yanı sevaplara ekledik,..
Evren hiçliğin birliğinde dengede duruyor. Nefs hiçlikte, kalp süveydada, göz aynada, can tende, ten bedende güzel duruyor. Mevlana'dan Yunus'a, Hacı Bektaş'tan Pir Sultan'a , Hallac-ı Mansur'a...
Nasıl başlardı o türkü hani sılanın bağrında : ''Güvertede gezer iken aman kunduram kaydı''... Musikar makamında kokar ufuk. Bir zeytin çekirdeğinin toprağa bıraktığı filizde canlanır..
İçe dönün , içe dönerek yaşama yerleşin , sevgi önce her yönüyle kendini kabuldür. Hayata ve olaylara fazla anlam yüklemeyin, insanlar kendinden güçlü gördüklerini aşağı çekmeye çalışır bırak..
İnsan yaşaminda ve hatta evrenin yaşamında en basit ifadeyle döngüsel tekrarlar diyebileceğimiz, kırılma anları vardır. Her kırılma bir aydınlığa, her aydınlık da bir döngüye ışık tutar ya ..
Bir bulutla dogmak, bir yagmurla ıslanmak kadar keyifi, yeniden doğmak için bir güneşi beklememek kadar mağrur, alabildiğine akan bir nehir kadar coşkun, bir göl kadar dingin olmak kırklarında ol..
Yaşanmışlığı olmak bir eşyanın, kokusunu duymak bir anın ve gülüşü olmak bir çocuğun...İşte tüm hikaye bu kadar kısa ve öz.Yeni bilinmezliklere doğan anlar yığınından başka bir ana atlama..
Yorulurken gun aynasında, gökyuzunde bir umuttur yasamak Sonu gelmeyen uzakların gölgesinde bir düştür yaşamak Bitmeyen kışların bulutlarında, yagmur olmaktır Döndüğün yolların kö..
Ne kadar az anlatmış, ne çok sözcük beni! Ne çok yol başından almış, başucuma koymuş, her köşe başında yüreğimi. Sağ elim mızrabına vurmuş yaşamın.
İnsanı anlamak bir yetenektir, her kula nasip olmaz. İnsanı anlamak dünyayı bir edebi eser gibi okumaktır. Kendini anlamaktır önce karşıdakini anlamak. Analitik hiçbir teorinin çözemed..