Esse de bukadar sert, bu deli rüzgar, Ona karşı durup, içinden bir meltem esintisini süzüp, yollamak isterim kalbine doğru. Elimde bayram şekeri çocuk sevincimle Yağm..
Hiçbir kum tanesi benim yaşama bıraktığım parçalarım kadar küçük, ve hiçbir parça yüreğim kadar büyük olamadı. Korkular sarsada bedenleri o bedenler korktuğu yerde aradı ruhunu... Bu gece, bu odada..
Buz kütlesinin arkasına sakladığım duygularımın, yine de o kalın kütleyi ertittiğini görmelerim... Isınıyorum zannettiğim anda soğumalarım, soğuk zamanlar da yanmalarım... Yanarken de sönme..
Bastığım asfaltta her ruhun acısını, sevdasını, yaşamını hissederek yürürken; kulağıma gelen bir ses var. Senin sesin zannederek çevirdiğim yüzüme, sert bir tokat atan rüzgar, benim hissettiklerimi..
Yorgun kaldırımlarda Beni adımlarımın altına alarak ezen karanlık, Sana sesleniyorum! Yorgun düşüncelerim, Yorgun geceler de hissettiğim soğukluk kadar yorgun... ..
Onu, kelimeler de sakladığımız yüzümüzle engelledik. Nüfus cüzdanımızdaki bakışımıza vurulan soğuk damgalar gibi, Damgaladık bakışlarını. Onu, dinlemeyi unutarak yor..
Serüvenleri seviyorsun değil mi? Filmlerde ya da kitaplardaki biçimiyle değil, yaşadığın serüvenleri seviyorsun değil mi? O serüvenin gerçekleşme anını seviyorsun. İç seslerimden biriyle konuşurken..
Sız duvarlarımdan içeriye. Işık ol, ses ol! Vur yüzüme... Göğüsleneyim her dalganı... Çık ortaya! Bekleme karanlığında! Gözlerimde yıldızlar, yıldızlar da "sen" ..
İhtimaller denizinde kabaran şu dalgalar, vurmasa kıyılarıma. Söküp atmasa yosunlarını, bana. Törpülemese kayaları, çekmese kumlarımı ya da ben o denize dalsam, ihtimallerin o, "bütün hallerini" ya..