CAN dostuma düşmanı yeldeğirmeni olan için; anlamını yitirmedi rüzgar 18 temmuz 2008 izmir..
hayal kahvesi mahkumları başlar sonra… çaylarında azdır şekerin tadı sigaraları hep soluk dumanlı dirseklerindedir hayatlarının ağırlığı, çürüten ömürlerini kendi dilinde olmayan ..
uyuyan bir kentin silüetinde gülüşünü parıldar gördüm dudaklarında sokak lambaları vardı umutsuzluk çay bardağı gibi belimi incelttiğinde kavramak için çaresizliğimi..
asıl sen üşüyorsun gözümün içine bakıyordun haylaz bir şeyler kıvranıyorken ömrümün iliklerinde gecenin elini uzattığı yıldız oluyordun /yıldızlar, gecenin..
Cebimde mor bir tokaydı aşk saçlarının dağınıklığını arayan toka gözlerinde kıvılcımlarla gezdiğin deniz manzarasında buhar ıslanması bu ellerin<..
Şemsiyenin üstünde kalmasın diye yağmurun sesi! bilmiyordum yolu adresi sorduklarım gibi artık rahatsız ediyor çantasız yolculuklar cebimde dönüş bileti taşır bir duygu g..
yakarım geceleri ıslaksa kibritlerim, gözlerinle veririm alevlere bu şehri yalnızlığımı aydınlatsalardı eğer yakardım geceleri.... ne kadar kelimesizim şimdi oturmuş..
1. sımsıcak uyanmak isterdim bir gün yatağın içinden kalkıp pencereden bir deniz görmek küsmemek kendime üstelik gerçekleştirememişken hayallerimi barış yapmak, hayatla etnik..
/ben bir aşkın hata payıy(d)ım.../ hata payı doğru zamandadoğru yerdeydimsen yanlış kişiydin (?) o zamano yerbana seslenirkenbilmediği bir isim gibi adımı; ömrü..
/gözlerin bir uykunun hapsine kilitlerken kirpikleriniyüreğinin avlusunda yürütmelisin topalladığın günleri/ bir düş; bulmalı ayak izlerimikapının deliğindenpencerenin aralığından..