Zaman zaman pencerelerimize, bahçemizdeki ağaçlara, komşu çatılara kuşlar konar. Bunları izlemek dinlendirici olduğu kadar düşündürücü de. Bu kuşlar anlamlı anlamlı öterler. Doğrusu ben kuğuların..
Dün akşam bir şiir okudum Milliyet Bloglarda. Arkadaşımız ( Pervane ), belki bir roman hacmindeki duygularını “Yorgun Gönlüm”e sığdırdı. Böyleyken dizeler yine hafif, dizeler kanatlı. Benim bildi..
Biraz önce bit anıyı, başka deyişle antikayı çöpe attım. Bunu söylemek kolay; ama yaşamak zor. Buruk buruk oturdum bilgi sayarın başına. Titreyen parmaklarımla klavyenin tuşlarına basarken titreye..
Medyada sağlık konuları yer buluyor. Az çok da izliyoruz. Bu konulardan “kaliteli uyku” konusu ilgimi çekti. İlgiyle okuduklarımı değil, konunun bana düşündürdüklerini, daha doğrusu çağrıştırdıkl..
Ben, aynadaki benle yani senle konuşuyorum. Sen okuyasın diye, yani ben okuyayım diye yazıyorum. Bu, benim sen, senin ben olması konusu Hz. Mevlâna’da var. Ben, konuya öyle tasavvufu açıdan ba..
Çalışanlar için haftanın günlerinin anlamı az çok değişiyor. Emekliler için, çalışmayanlar, çalışamayanlar için de değişir mi? Ben bazen “Benim için hergün Pazar.” diyorsam da öyle değil. Benim i..
Sene, ay, gün, saat., dakika, saniye… an. An be an yaşanıyor zaman. “An” ın içinde zamanlar saklı. Bu muammayı anlayamaz insan aklı. 2011 Mayısının 8. günü bilgisayarımın başındayım. Bir Pazar..
İnsan sesini duyurmak istiyor. Çalışırken, bir şekilde, belirli kesime de olsa sesinizi duyuruyorsunuz. Ama emekli olunca bu istek dayanılmaz oluyor, hele de öğretmenseniz daha çok sıkılıyorsunu..
Yazmak yazarlar için, kendilerine, topluma ve insanlığa ödenmesi gerekli bir borç gibidir. Bu borç zamanında ödenmelidir. Yazar başkalarına iletmek istediklerini iletmezse içinde bir enerji sıkış..
Gereksiz harcama yapmak, yararsız çalışma yapmak israftır. İsraf kişiye olduğu kadar topluma ve insanlığa da zararlıdır. Biz böyle gördük, böyle okuduk. Çocukken soframızda ekmek kırı..