Yangından kaç gün sonraydı? Beş mi? Yok, üç. Belki de altı. Yaşadığım o olay şanslı olduğumun mu yoksa tam aksinin mi kanıtıydı? O gün, otobüse binip deniz kenarına gitmeye karar verdim. ..
-Beyaz önlüklü hemşireler bazen koğuşa gelip yatakların üzerine bir bisküvi paketi atarlardı. Hastabakıcıların yemekleri tekerlekli bir araba ile koğuşa getirdiklerini de hatırlıyorum. ..
Günahkârlar sokağındayım. Buraya nasıl geldim? Birileri getirip “Senin yerin burası!” deyip atmış olmasın? Tamam, ben günahkâr olduğumu biliyorum da bunu yüzüme vurmanın, hatırlatmanın ne gereği va..
Issız bir sokak, ama öyle ıpıssız değil; yani tenha. Otomobil yok, sadece park etmiş küçük bir kamyon var, onun da önü darmadağın. Kötü bir kaza geçmiş başından. Bir kedi arka sol ayağı sakat, bir ..
İki saatee yakın bir süre kitap okudum. Hava karardı, perdeyi çekip ışığı açtım. Misafir odasına gidip annemin sandığından siyah bir bez aldım. Nereden aklıma geldiyse, odanın içinde körebe oynamak..
Düşünüyorum da, fizksel özelliklere sahip, uçsuz bucaksız bir evrende yaşıyoruz. Dünyamız var, dünyamızın etrafında dolanan uydumuz ay var, bizim etrafında dönüp durduğumuz güneşimiz ve hepsini iç..
Dışarı çıkacağım, gözüm aynaya kayıyor, biraz yaklaşıyorum oraya doğru. Aynadaki hemen gördü beni. -Dur, gitme! Biraz konuşalım. -Benim seninle çene çalacak kadar boş vaktim yok. -Hadi ..
Pencereden bakmaktan bıkınca yüzümü masama doğru çevirdim. Etraf çerçöp dolu. Bu kadar süprüntü nereden gelmiş? Benden başka bu odada yaşayan da olmadığına göre! Gözlerimi çerçöpten ayırıyorum, rah..
Bugün hiçbir iş yapmak istemiyorum. Yalnız bugün mü? Hayır. Çoğunlukla her gün. En basit iş bile bana çok zor geliyor. Daha işe başlamadan onu gözümde büyütüyorum, büyütüyorum. Sanki enerjimin tama..
Sabaha kadar dolaşmaya karar verdiğim gece, dışarı çıkamadım. Çünkü ayağa kalkıp bir-iki adım attığımda gözlerim kararıyor ve başım dönüyordu. Mecburen ya oturup ya da yatarak vaktimi geçirdim. Gün..