Anlayamama sorunum var zannediyordum, meğer duymuyormuşum, duyma sorunum varmış benim. Duymayınca da, elbette anlamayacaktım. Günde beş vakitte duyduğumu zannettiğim Ezan’ı meğer duymuyormu..
Bizim türküler söylenir bizim memlekette. Bu türküler söylenirken memleketimde, yabancı tınılara ne hacet? Kulaklar yad ellere ait tınılarla dolunca, bizim türküler nahoş gelmeye başlar. Me..
Pek de sık olmayan bir zaman aralığı ile arkadaşlar toplanır ava giderdik. Kasabanın etrafında bulunan dağlarda, ormanın derinliklerinde avlanmak, spor ihtiyacımızı da karşılardı. Yürüyüşler kilome..
Dostoyevski'nin 'Suç ve Ceza'sında çarpıldığım ve etkisinde kaldığım iki sahne var. Birisi romanın final kısmında, Raskolnikof Sonya’nın önünde vecd halinde yere kapanarak: "Senin önünde b..
Adettendir, dönem sonlarında bilanço çıkartılır. Bilançoya dayalı olarak da kâr/zarar tablosu. İşlerini iyi yapan iş adamları, kar/zarar tablolarını sürekli olarak çıkartırlar, onların her talep et..
I- Yazı makinasının başına oturduğumda, ne yazılacağı hakkında bir fikrim yoktu. Yazı makinası mı? bilgisayar çıkalı nedense ben hala yazı makinası diyorum, bilgisayarı bilgisayar gibi kul..
Manevi bir lafız, Kur’ani bir söylem olduğunu biliyordum. “Korkmayın çünkü sizinle beraberim..” (Ta-ha/46) Bazı, yeni liberal düşünceli 2. Cumhuriyetçiler ve siyasi İslamcı bir kısım yazarl..
Görev gereği memleketin hemen her yanında hizmette bulundum. 1975 yılının Mayıs ayında, bankadan gelen sarı zarflı mektubu babam elime tutuşturduğunda, kalbim çarpıyordu. Acaba kazanabilmiş..
Komşumuzun çocuğu bir tiyatro oyununda rol kapmıştı. Uzun süre sahnede kaldı oyun. Babasıyla her karşılaşmamızda “gittin mi, seyrettin mi” diye sorar, gidemediğimi belirttiğimde de eseflerini bildi..
Ay, buluttan battaniyesini usulca çekti üstüne, gözlerini kapattı. Sürmeli bir karanlık çeğmelendi Ankara üstlerine doğru. Buzlu kaldırımlarında şehrin, telaşlı insanlar düşmemek iç..