Genel değil… Yerel… Seç-im… Mahkeme, aklanma merkezi hiç değil… Bildiğiniz kütükten yahut plastikten bir sandık. O yüzden bırakın palavralarınızı da paralelle kaç yı..
Ne anlamalı şimdi bu işten. Seçmene mi yüklenmeli, seçilene mi? Yakılan pusulalar… Kaçırılan sandıklar… Yok, olan sandık tutanakları… İki yüz kusurlu sayılar..
Mendil mendil sildim ayrılığı.. Dilimi aşktan men ettim..Aldırmak için seni içimden denizin mavisine değil tuzuna yatırdım tenimi.. Ahh benim; aşk deyince kabına sığmayan sürre..
iliklerine kadar boşalmış bir sonbaharın, sigarasını yaktığı çakmağın taşıydım. içimde biriken binlerce yalnızlık, buluşunca oksijenle<..
Tersine mantıkla başladılar işe... Çünkü onlar daha çıraktı. Refahyol’dan gördüler... Yaşadılar... Dindar nesil derken o projenin altını doldurur adımlarla yürüdüler... ..