Öğrencinin resmine bakıyordum. Evler, insanlar var resminde. Sordum “köyümüz” dedi. “Köyünüzün elektrik direkleri insanlar kadar. Hiç bu kadar küçük elektrik direkleri olur mu? Yoksa sizin köyünüzü..
Çizgi ve yazı çocuklarda görülen en büyük tutkudur. Kentler ve kasabalar betonlaşmadan önce; çevre, toprak ve düzlüklerle ya da bahçelerle kaplıydı. Buralarda oynayan çocuklar ellerine geçirdikleri..
Köy Enstitülerini kuran eğitimciler ve öğrenciler haftanın her günü, pazar günü ve geceleri de işleri sürekli yürüten insanlardı. Bu süreklilik ülke sevgisinden, iyiye, güzele, doğruya ulaşma ülküs..
Ürgüp’teyim. Hava oldukça sıcak. Serin bir yer bulmak için dolaşıyordum. Her zaman uğradığım, gölgelerinde oturup serinlediğim çam ağaçlarının bulunduğu çay bahçesine gittim. Ürgüp Belediyesinin ka..
“…sanatçılar, insanoğlunun süregelen kafa tutma gücünün taşıyıcılarıdır.”(1) Onlar toplumun sürekli önde giden, topluma ışık tutan bireyleri olmuşlardır. Bu nedenledir ki, her dönemde onla..
Kentlerin temel zenginliği tarihi kalıntılarında ve kültür verilerinde saklıdır. Adıyaman bu yönden çok zengindir. Nereye baksanız bir kültürel ya da bir tarihi değerle karşılaşır..
İnsanların belirgin olan biçim ve konulara yaklaşımı daha korkusuz ve kolaydır. Çünkü bakıp görebileceği bir şeyler vardır. Burada göz ve beyin ortaklığı işin kavranması kolaylığını sağlar. Z..
İkinci Dünya savaşının yarattığı olumsuz koşullar tüm hızıyla sürerken, eğitim çalışmaları da ağırlıklı olarak yürütülüyordu. Köy Enstitüleri kurulmuş, mezunları tüm ülkeye dağılarak halkı aydınlat..
Okuduğum bir yazıda; “Çağına bir şeyler katmayan ulusların, çağlarından yeterince yararlanmaları olanaksızdır.”(1) diyordu yazar. Donanımdan yoksun, okumayan, araştırmayan bireyler topluluğu geri ..
Köy Enstitülerinin kuruluşu, İkinci Dünya Savaşının yarattığı yokluk dönemlerine denk gelir. O yıllarda yokluktan var olmak nasıl olurmuş, örneklik edilerek dünya uluslarına gösterildi. Kendi üreti..