“İkiilebir“ Reha Çamuroğlu’nun severek okuduğum bir eseri. İkinin çağrıştırdıklarını tekrar gözden geçirmemi sağladı. Belki de, kendimce bir yaklaşımla günlük yaşantıma indirgemek istedim. Gösterm..
İçtenlikle kendi gerçeğimi arıyor ve hayatımı bu gerçeğe göre şekillendiriyorum. Eleştirilme korkusuyla imajımı korumaya çalışmak yerine; düşünce, duygu, davranış tutarlılığı içinde olduğumda kendi..
Bu sıralar eş- dost, hısım- akraba derken birçok ölümcül hastalık ve ölüm olayı kol geziyor. Onları yitirmek veya yitirme korkusu beni çok etkiliyor. Tabii, ucu dönüp dolaşıp yine kendime geliyor. ..
İçimdeki çocuk dediğim an nedense benim aklıma kendi çocukluğum geliyor. Hemen birkaç fotoğraftaki o deli dolu Özlen gözlerimin önünde canlanıyor. Hâlbuki o sıfatla anlatılmak isteneni gaye..
Gülmek, tıpkı hapşırmak ve ağlamak gibi içgüdüsel ve fiziksel bir reflekstir. Gülmekle ilgili olarak kütüphaneler dolusu kitaplar yazılmışken, hapşırmak ve ağlamak üzerine çok az kitap vardır. Buna..
Bazen kendimi öyle yalnız hissediyorum ki; resmen boğazıma bir fil çökmüş gibi oluyor. Neden bir fil? Diye soracak olursanız; elimde şu an okuduğum kitaptan çağrışım yapmış olsa gerek. İki gün önce..
Hıdrellez sabahı gün doğmadan toplanıp yoğurt mayalamada kullanılan çiy damlaları ile ilgili bir belgesele denk geldim nette dolaşırken. Ne güzel! Damlaya damlaya yoğurt olur. Göl olurdan vazgeçtik..
Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız, Söylediğiniz, Karşınızdakinin duymak istediği, Duyduğu, Anlamak istediği, Anlad..
Benim evim çatı dubleksli, oldukça büyük bir ev. Geçen seneye kadar oğlum ve Argos’la yaşadığım için açıkçası dar bile geliyordu. Lafı döndürüp dolaştırıp koca evde nasıl kendimi yalnız hissettiğim..
Rakamlarla uğraşmak hoşuma gider. Tabii, hesap kitap meselesi hariç. Dört rakamının ise, ayrı bir yeri vardır branşım gereği. Bir Edebiyat Öğretmeni olarak " dörtlük " nazım birimini getirir aklıma..