Dik yamaçlı dağların arasına sıkışmış bir köydü yaşadığım, küçük bir yerleşim yeriydi. Düz bir yolun sağında solunda birkaç ev, bazılarının içinde yaşamın olmadığı… Yani herkesin birbirini tanıdığı..
Sigarasına çay, Çayına akasya kokusu karışmış sevgili! Aklımda ne kaldıysa Yaz akşamlarına dair: Senin sigaran, çayın Bir de bütün cömertliğiyle akasya kokul..
Hayallerimizin peşinden gitme cesareti gösterdiğimiz sürece, daha da anlamlaşıyor hayat. Biraz derinden düşündüğümüzde varoluş sebebimizi, bir telaş, bir acelecilik muammasının esiri oluyoruz zaman..
Sonbahar en sevdiğimdir ya hani benim, romantizm kokar buram buram neresinden tutsan aşka dokunur sırılsıklam senden ötürüymüş sevgili . 30 yıl öncesinde 10 Eylül'de çıkılmış bir yolculuğun..
Doğma büyüme Zonguldaklıyım ve halen de yaşamaktayım bu öksüz kimsesiz bellediğim kentte. Kendi imkânlarıyla kendini büyütmeye çalışan taş çiçekleri gibidir bu kent. Toprak barınmayan bir k..
Seninle karşılaşmamız tesadüf müydü yoksa Allah’ın bir lütfu mu? Ne garip ki kaynaşmamız bile çok kısa sürede oldu. Öyle ki içinde bulunduğumuz ruh haliyle dertleşmeye başladık. Ben anlattım acılar..
Ağustos ayının on beşini devirdik mi güz ağır ağır aşıyor tepelerden ve yayılıyor üstümüze garip bir tılsımla. Denizin güneşin son demlerine doğru el veriyoruz, Eylülde alelacele kapıdan içeri giri..
Öğrenmenin güzelliğini yaşıyorum içine doğduğum her yeni günde. Üstelik artık bir başıma da değilim bu yolda, yıllardır yalnızlığımdan dem vurduğum o şikayet mektuplarımı da yazmıyorum evrene. Tam..
Bu şehrin bir anlamı vardı eskiden, çok eskiden. Güneş doğardı sabahtan, dar yamaçlarından süzülerek sarıverirdi ovayı. Gözlerim kamaşırdı bir de sabahın tazeliğinde sen çıkardın cama, güneşe inat ..
Hiç bitmeyecek kadar zaman var sanıyor insan önünde, başında kavak yelleri esiyorken. Saymıyorsun ayları, yılları, günleri anları, nasılsa zaman bol yaşa yaşa bitmez. Hayal dünyasının da bir kotası..