İnceliği, zarafet ve güzelliği, derleyip toparlayıcılığı ve sevgisiyle yaşama anlamını veren; işlerin en güzeline ve faydalısına kaynaklık eden, varoluşun ve çoğalmanın devamını sağlayan anneleri..
Gök kırmızıydı Kuşlar ve bulutlar da kırmızıydı Akşamı izleyen sessizlikte Martılar birbirlerine saldırıyordu Kendini saklamış doğanın içinde Bir adam ve bir kadın
Yorgun ve bezgin bir gölgeyim sokaklarda Beni bırakıp kendi başına yürür gider öylece Sürükleyip götürür beni yanında bir sırdaş gibi Ne aklıma uyar ne de gönlümün sesine ..
Küsme bana Ey canımın canı Sudaki zar gibiyim Ağlasan da çağlasan da Akıp gidemezsin bensiz Öyle sessizce bırakıp gitme beni Yediğim ekmek içtiğim su gibi
Hüzün kapını çalardı Ve sen düşerdin ansızın O uzak düşün sonsuz boşluğuna Acıların kırılırdı canevinde Karasında gözlerinin Tutunmak isteyen sendin Çınlayan s..
Gündüz geceyi, gece de gündüzü kovalar. Ne zaman biri diğerini yakalasa, ikisi de birbirine karışıp kendi kendilerine tutunurlar. Sonra da baskın çıkan, yavaş yavaş, kendi içindeki diğerini e..
O kervensaraylar, bağlar, bahçeler, içinde yatmış kalkmışlarını unutmuş kışlalar... Askerini ve silahını, altınını ulaştırabilmek için döşenmiş raylar ve cephelere giden trenler... Ne varsa Anadolu..
Ne yıldızlar ne yer ne de denizler Hiçbirisi kurtulamaz zamanın kanlı dişlerinden Nice okyanuslar uyandırılır yuvasıdan O sıkı yatağından sökülüp alınır dağlar Ah,nasıl arka ç..
En soylu rengi sahiplenmiş Güzel bir güle rasladım Sert rüzgârlarla örselenmiş İpek bir kumaşmış gibi Senden özenip Saf özü burcu burcu Güzelliğin sırrını çiçe..
Fazlalık esir düşmüş Bir hiç uğruna aza Alevli acılar yalamış taze yüzünü Koşturup gidersin hiç durmadan O yaşlı yılların ardından Yıldızlardan işaretler bırakıp